Dört bin yılı aşan tarihiyle imparatorluklara mekan olan, Medeniyetlere ev sahipliği yapan, Padişahların doğduğu, şehzadelerin tahta çıkmak için gün sayıp eğitim aldığı, Şöyle bir uğrayanın ayrılamayıp yıllarca kaldığı...

Gözü pek yiğit insanlarının yeni cihana nam saldığı..

‘Trabzon olmadıktan sonra İstanbul’u neyleyim’ diyen Fatih’in atlarla, develerle Zigana’yı 40 günde

aşarak fethettiği..

Büyük Atatürk’ün,’ İlk defa Samsun’a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti verenlerin ilk sırasında

Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım’  Sözleriyle tarihin gururlu sayfalarına astığı

Trabzon’un geçmişinde kültürel, toplumsal, ekonomik, siyasal pek çok önemli olay vardır kuşkusuz..

Lakin bunlara kesinlikle Trabzonspor’u da eklemek gerekir..

***

Çünkü; bir futbol takımının bir kentin konumunu, itibarını, saygınlığını ve hatta turizmini, ekonomisini

kısaca yazgısını nasıl değiştirdiğinin belki de Dünya’daki tek örneğidir Trabzon..

Trabzonspor’dan önceki Trabzon ile Trabzonspor’dan sonraki Trabzon arasındaki farkı bilen birisi

olarak iddiam odur ki, Trabzonspor’suz bir Trabzon’un Türkiye’deki yerini mercekle ancak bulursun!

Elbette çok saygın siyasiler, bilim insanları, çok değerli yazarlar, şairler , sanatçılar ,iş insanları

çıkarmıştır lakin, hiç birisi Trabzonspor’un yaptığı katkıyı yapamamıştır..

TV’lerde haberlerden sonra hava durumu verilirken ekrandaki Türkiye haritasında Trabzon ismi

yazıldığı için mutlu olan,

Yalan, yanlış Temel fıkralarıyla alay edilen bir nesil olarak iddiamız odur ki, Trabzonspor’u

Trabzon’dan çekip aldığında geriye pek fazla bir şey kalmaz.

Ve Trabzon, Türkiye gündeminde kolay kolay yer bulamaz...

Eğer bu gün tüm Türkiye’de bir Trabzon ağırlığı varsa, sanayisiyle, turizmiyle bizle kıyaslanmayacak

kadar önde olan şehirlerin adı ,  sanı anılmazken Trabzon ülke gündeminden düşmüyorsa, bunun tek

nedeni Trabzonspor’dur..

***

Peki, Trabzonlu bunun farkında mıdır?

Kesinlikle farkındadır..

İşte bu yüzden bir Trabzonlu için Trabzonspor sadece 11 futbolcunun top peşinde koştuğu bir futbol

takımı değildir..

O, gururudur, onurudur, kendisini kanıtladığı en yüce olgudur..

En başta Trabzonspor vardır, diğer her şey onun ardından gelir..

İşte bu yüzdendir ki Trabzonspor aşkı ,dededen toruna kutsal bir miras olarak geçmeye devam eder..

İşte bundandır bir Trabzonsporlunun sevgisini de, kızgınlığını da, hayal kırıklıklarını da abartılı bir

şekilde göstermesi..

Bazen küser gibi görünür takımına ..

Ancak bu geçicidir, sevgiliye yapılan naz gibidir..

İlk fırsatta daha bir coşkuyla koşup sarılmak için fırsat beklemektir..

Şampiyon olsun olmasın, hiç ama hiç sönmeyen, aksine giderek artan bu büyük sevdanın,

sebebi de budur zaten..

Bebesinden, dedesine, ninesine kadar hastasıdır Bordo-Mavinin..

Kah forma olur gencinin sırtında..

Kah bebeğin beşiğinde..

Dedenin yeleğinde, ninemin eteğinde..

Duvarının boyasıdır..

Çeyizinin oyasıdır..

En büyük ikramiye..

Cebindeki bilet parasıdır..

Yenilgiler ise yürek yarasıdır.

Gol atınca ,kazanınca coşar seller gibi..

Yenilince dünyası kararır, genç yaşında saçı dökülen keller gibi..

***

Ve de takımına yapılan yanlışları da asla unutmaz..

Bu yolda yalnız kalsa da davasından vazgeçmez..

En azından ilahi adaletin tecelli etmesini bekler..

Ve o ilahi adalet gecikmeli de olsa yapar gerekeni..

Kimisini şike lekesine bulaştırır..

Kimisini tepe taklak edil alt liglerde süründürür..

***

Yani işin özü şudur ki;

Trabzon’un tarihi iki kısma ayrılır....

Trabzonspor’dan önceki Trabzon..

Trabzonspor’dan sonraki Trabzon..

Ve de Trabzon Türkiye’nin T’sidir ama,

Trabzon’un T’si de Trabzonspor’dur…

Şimdi siz  karar verin; Bu Trabzonspor satılabilir mı?