İngiliz Teknik Direktör Newton, Trabzonspor’da tam yetkili olduğunda alt yapıdan A takıma çıkan bazı futbolculardan Atakan, Taha ve Faruk Can gibi oyuncuları alt yapıya geri göndermişti. Abdullah Avcı’nın gelmesiyle Trabzonspor’da taşlar yerine tek tek oturmaya başladı. Avcı bu çocukları A takımla idmanlara çıkarmaya karar verdi. Sonra da U19 futbol takımını tesislere aldı. Newton ile Avcı arasındaki fark burada. Biri Trabzonspor’un geleceği olan gençleri alt yapıya gönderdi. Diğeri Trabzonspor’un kurtuluşu gençlerdedir diyerek A takımla onları idmanlara çıkartmaya devam ediyor. Türk futboluna nice yıldızlar kazandıran Trabzonspor’u şaha kaldıran yıldızların çoğu alt yapıdan ve Trabzon nüfusuna kayıtlı dersek olayı fazla abartmış olur muyum bilemiyorum. Anadolu’da şöyle bir tekerleme vardır:

Bir mıh bir nalı kurtarır,
Bir nal bir atı kurtarır,
Bir at bir askeri kurtarır,
Bir asker bir muharebeyi kurtarır,
Bir muharebe bir orduyu kurtarır,
Bir ordu bir ülkeyi kurtarır.

Trabzonspor 6 şampiyonluğu ihtilal yaparak yakaladı. 1970 yılları Ege deplasmanında alınan yenilgiden sonra Ankara’da bir otele gelip yerleşen kafilede o zamanki Başkan Şamil Ekinci ve yönetim kurulu arkadaşları ile toplantı yapıyordu. Bu esnada Teknik Direktör Mustafa Ertan bavulları ile ağlayarak resepsiyonda ödeme yapıp otelden ayrılmak istiyordu. Bu esnada duayen yönetici Utku Bozoğlu, Antrenör Ertan’ı görüp toplantıdan kalkar yanına gider. ‘Hayrola hocam niye ağlıyorsun’ der. Ertan dışarıdan getirdiğiniz tüm oyuncuları satın öz evlatlarınızı transfer edin. Trabzonspor bu şekilde başarılı olur. Ertan otelden ayrılır. Trabzonspor hocasız kalır. Bu söylenenleri Bozoğlu, Başkan Ekinci ve yönetici arkadaşlarına anlatır. Kollar sıvanır. Dışarıdan alınan yabancıların tümü gönderilir. Takımın başına Ahmet Suat Özyazıcı getirilir. Sonra Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Cemil, Bekir, İhsan, Hüseyin Tok, İlyas, Faruk, Bülent, Mehmet Cemil, Serdar, Necmi, Ali Kemal, Trabzon kökenli oyuncular transfer edilir. Bunların içinde bir tek Ali Yavuz ve Şener dışarıdan alınır. Bu oyuncuların arasına alt yapıdan birçok isimler serpiştirildi. Trabzonspor ligde şampiyonluklara, kupalara, öz evlatları ile ambargo koyar. Eline kimse su dökemez. İşte Trabzonspor’un kurtuluşu iyi bir alt yapı ve Trabzon amatöründedir. Onun için milyon Avroları çürük elmalara verene kadar 1 milyon avrosunu Trabzon amatör takımlarına yardımda bulunup destek vermeli. Onların da yetiştirdiği yetenekli oyuncuları Trabzonspor’un bünyesine katmalı.    

Bu hikâyeyi, kendi çocuklarımıza sahip çıkma, onlara inanıp, güvenme ve şans tanıma ile alt yapılardaki nice isimleri futbolumuza kazandırmak için gece gündüz çalışan futbolun emekçilerine, kahramanlarına hak ettikleri değeri verelim diye anlattım... Her geçen gün biraz daha ekonomik batağa sürüklenen Trabzonspor, kendi altyapısına dönmeli ve tutkuyla bu işe sarılmaları halinde, kazançlı çıkacaklarına inandığım için kaleme aldım. Alt yapıdaki çocukların da hayallerinden asla vazgeçmemelerini istedim...
 
UĞURCAN VE ÖMÜR KENDİNİZE GELİN
 
Trabzonspor’un iki yıldız futbolcusu sezona hiç de iyi başlamadı. İkisinin de kafası Trabzon’da değil başta yerde. Transfer döneminde Uğurcan’a Londra’da ev bile tutulmuştu. Bir İngiliz kulübüyle anlaşma bile yapılmıştı. Ancak Trabzonspor Başkanı Ali Ahmet Ağaoğlu, İngiliz Kulübü karşısında bonservis bedelini artırınca bu transfer yatmıştı. İşte bu durum sonrası Avrupa’yı hedefleyen ve Bordo-Mavili takıma para kazandırmak isteyen genç kalecinin kimyası birdenbire bozulmuş.

Bunun yanı sıra başlayan ligde ise kalesinde hatalı goller yemeye başlamıştı. Ya Abdülkadir Ömür’e ne oldu? Uzun bir sakatlık dönemi geçirdi. 2 yıl önceki Ömür gitmiş, her maçta sahada boş boşuna dolanan bir futbolcu olmuş. Onun da hedefinde Yusuf Yazıcı gibi Avrupa vardı. Ancak Trabzonspor Yönetimi iki önemli yıldız oyuncusunu birden kaybetmek istemesi. Avrupa tercihi Yusuf Yazıcı’ya kullandırıldı. Ömür artık eski Ömür değil.

37 yıldır Trabzonspor’u adım adım izleyen bir gazeteci ve ağabey olarak şunları söylemek zorundayım. Sizler gibi çok futbolcular geldi geçti Trabzonspor’dan. İyisini, kötüsünü ve yıldızını da gördüm. Öncelikle kendinize gelin. Uğurcan eski Uğurcan değilsin. Kalede çok soğuksun. A.Kadir Ömür, 90 dakikayı 1-2 önemli pozisyon ile kapatıyorsunuz. Artık kendinize çeki düzen verin. Yoksa bugün futbolunuzla Edirne’den öteye geçemezsiniz. Avrupa hayalleriniz söner!
 
BABA OĞUL ÖZTÜRKLERE GEÇMİŞ OLSUN
 
En son lafı en baştan söyleyeyim; Coşkun diye yazılır adam diye okunur. Evet adam gibi adam. Beyefendi, dürüst, eli açık, yardım sever. Şefkatli ve merhametli, fitnesi olmayan merhametli bir insan. Sağduyu sahibi... Hiçbir ayrım yapmadan herkese dost... Bilgi birikimli kültürlü, fitne, fesat, ihtiras, kıskançlık, nankörlük, emek hırsızlığı asla bilmezler... Canı kadar sevdiği dostları için yaşarlar... Nerde ihtiyacı olan dostu varsa onlara koşarlar. Öztürk büronun kapıları herkese açıktır. Bir telefon kadar dostlarına yakındırlar... Futbola düşkündür. Trabzonspor dendi mi deniz deryalar okyanuslar durur. İyi bir aile babası. Yıllarca Avrupa’da kalmış en üst fabrikada müessese müdürlüğü yapmış, abisi inşaat mühendisi başarılı iş insanı Mustafa Öztürk’ün bir sözü ile memleketine döndü. Kardeşleri ile bir olup güzel hizmetler yapıyor.

Ancak geçtiğimiz Cumartesi iki numaralı oğlu Efe ile fizik tedavi dönüşünde büyük kaza atlattı. Değirmendere Çimento fabrikasının önündeki dal çık yolunda iki tır yan yana giderken Coşkun Öztürk’ün kullandığı özel aracını sıkıştırdı. Coşkun Öztürk TIR’ın dorsesinin kendilerine doğru geldiğini görünce aracını bariyerlere doğru kırdı. Üzerlerine doğru gelen tır dorsesi Coşkun Öztürk’ün kullandığı aracının aynasını kırdı. Ön kaportasını parçaladı. Oğlu Efe ile büyük bir kaza anlatan Coşkun Öztürk’ün verilmiş sadakası varmış. Allah onları korudu. Ailesine bağışladı. Çok geçmiş olsun Öztürk ailesi…
 
GENÇLİK VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜNDE KARGAŞA
 
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde İl Müdür Vekili Birdal Öztürk ile personel arasında sorunlar yaşandığını bilmeyen kalmadı. İl Müdürü Birdal Öztürk’ün yaptığı uygulamalar kurum içerisinde uzun zamandır huzursuzluk yaratıyordu. Norm kadro uygulaması ile personelin biranda yerlerini değiştirdi. Bu konu Gençlik ve Spor Bakanlığı’na intikal ettirildi, siyasiler devreye girdi. Yeniden planlama yapılmak üzere bakanlık il müdürlüğüne talimat verdi.

Valilik binasında Pandemi gündemi ile toplantı vardı. Bu toplantıda hiç gündemde yokken; Birdal Öztürk antrenörlerin boşta olduğunu, izolasyon ekibinde yer alabileceğini söyler. Bunun ardından İl Müdürlüğüne bağlı 98 antrenör izolasyon ekibinde görevlendirilir. Oysa bu antrenörlerin olimpiyat sporcuları ve onlarla yaptığı pandemi kurallarına uygun çalışmalar devam etmektedir. İşin ilginç yanı bu Birdal Öztürk çevresine kendisi teklif etmesine rağmen bu görevlendirmeyi Vali Beyin yaptığını söyler.

Oysa önümüzdeki yıl 2021 Olimpiyat yılıdır. Olimpiyatlara hazırlanan sporcular bir anda antrenörsüz bırakılmıştır. Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu’nun Türkiye’de emsali görülmeyen ve olimpiyat sporcularının mağduriyetine yol açan bu uygulamaya ne diyeceği merak konusu?

Pandemi adına yapılan bu görevlendirmelerin yalnız antrenörleri kapsaması ve diğer personelin yanı sıra Kredi Yurtlar Kurumu’ndan hiç kimsenin görevlendirilmemesi işin diğer boyutu. İl Müdürü ile antrenörler arasında bir sorun mu var? Bu iyi niyetli yapılmayan görevlendirmenin altında yoksa başka bir şey mi var? Çünkü olimpiyatlara hatta ili temsilen Türkiye Şampiyonalarına hazırlanan sporcuları antrenörsüz bırakmak Gençlik ve Spor İl Müdürü’nün isteyeceği bir şey değildir.!!!

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün uzun zamandır iyi yönetilmediği bilinen bir gerçek. Personel huzursuz, keyfi kararlar alınıyor. Alınan kararların sorumluluğu hep başkalarına atılıyor. Siyasilere bu konular iletiliyor. Çalışanlar siyasilere elbet bize de bir gün sıra gelecek diye tepki gösteriyor. Görülen o ki bu kargaşada Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde sular durulmayacak gibi!!!
 
ASIM AYKAN’NIN SAKATAT DÜKKANLARI
 
1994-2002 yılları arası iki dönem Trabzon Belediye Başkanlığı yapan Asım Aykan, o zamanki imkanlara rağmen şehrimize önemli hizmetlerde bulunmuştur. Makamına gelmeden önce sabahın erken saatlerinde hemen hemen her gün şehri baştan başa dolaşarak sorun olup olmadığını kontrol eden, çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Aykan’ın telsizlerden yaptığı anonslar ve direktifler amir ve müdürler arasında yıllarca anlatılır. O dönemlerde basını da etkin kullanan Asım Aykan, basın bürosunu da çok iyi imkanlarla donatmıştı. Basın bürosunca hazırlanan en az iki bülten gazetelere ve yerel televizyonlara her gün servis ediliyordu. 1997-1998 yılları arasında Trabzon Belediyesi, Kadınlar Hali’nin güneyinde, kesilen et hayvanlarının ciğer, işkembe ve benzeri organlarını satmak için sakatat dükkanları yapmıştı.

Basın Bürosundan Muhammet Öztürk arkadaşımız bunu “Belediyeden Sakatat Dükkanları” başlığı ile haberleştirerek basına geçmişti. Basına geçilen haberlerin fotokopisi alınarak Başkan Aykan’a mutlaka ulaştırılırdı. Bu haberin fotokopisi de Başkan Aykan’a makam arabası ile denetimlere çıkacağı sırada verilmişti. Haberi makam arabasında seyir halindeyken okuyan Aykan, hemen araç telefonu ile başkanlık sekreterliğini arayarak haberi yazan Muhammet kardeşimizin telefona çağrılmasını ister. Tabi o zamanlar cep telefonu yaygın değildir. Sekreterler hemen basın bürosunu arayarak Muhammet Öztürk’ün başkanlık sekreterliğine gelmesi istenir. Alel acele başkanlık sekreterliğine giden Muhammet Öztürk’e telefonda Başkan Aykan’ın olduğu söylenir. Öztürk “Alo” der demez Başkan Aykan, “Muhammet Bey biz nerede sakat dükkânı yaptık. Bizi rezil mi edeceksin? Nerden çıkardınız sakat dükkanlarını” der. Bir anda afallayan Öztürk, “Başkanım sakat dükkanı değil sakatat dükkanı yaptık. Acaba başlığı yanlış mı yazdık” der. Bunun üzerine bir süre duraksayan Başkan Aykan kalın bir ses tonuyla, “Yok yok Muhammet Bey, ben yanlış okudum. Özür dilerim” der ve telefonu kapatır. Bunun üzerine Muhammet arkadaşımız derin bir nefes alır. Bu olay sekreterlikte bulunanlar arasında gülümsemelere sebep olurken; güzel bir anı olarak yıllarca anlatılır.