Bundan 562 yıl önce Komnenos Hanedanlığının elinde bulunan Trabzon, Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedilerek Türk yurdu haline getirildi.
Tahta geçişinin ardından ilk hedef olarak İstanbul’u fethetmek isteyen Fatih, stratejik adımlar atarak fethin altyapısını hazırlamıştır. 1453 yılının 29 Mayısında Hz. Peygamber’in müjdesi gerçekleşmiş ve yıllarca birçok Müslüman hükümdarın hayallerini süsleyen fetih hadisesi 21 yaşında genç bir sultana nasip olmuştur.
Çandarlı ailesinin muhalif tavrına rağmen kararlı duruşunu bozmayan Fatih, İstanbul’un fethi sonrası buradaki gayrimüslim unsurlara şefkatli davranmış, şehrin yağmalanma hadisesi kısa süre sürmüştür.
İstanbul’un fethi sonrasında gözünü Anadolu’daki hadiselere çeviren Fatih Sultan Mehmed, Trabzon’da bulunan Komnenos Hanedanlığı ile Akkoyunlu Devleti’nin kendisine karşı kurduğu ittifakı bozmaya karar vermiştir.
Osmanlı Orduları sefere çıktıktan sonra Koyulhisar’ı alıp Erzincan yakınlarına gelindiğinde Yassı-çemen yaylasında kamp kurulmuş ve bu sırada Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, Fatih’i olası bir Trabzon seferinden vazgeçirmek amacıyla annesi Sare Hatun’u itimat ettiği adamları ile beraber padişahın huzuruna yollamıştır.
Gayet zor şartlarda ilerleyen Osmanlı ordusunda bir ara hayvanlar gidemez olmuş, bir deve üzerinde bulunan içi altın dolu sandıklar yoğun yağmur nedeniyle yuvarlanmıştır. Askerlerin, altınların başına gelmesiyle birlikte Fatih altınların orduya dağıtılmasını emretmiştir.
Ordunun çektiği ıstırabı gören Akkoyunlu Hükümdarının annesi Sare Hatun, bu durumu fırsat bilerek Fatih’in yanına sokularak “Ey oğul bir Trabzon için bu kadar zahmet çekmeye değer mi” mealinde sözler söyleyerek O’nu fetihten vazgeçirmeye çalışmıştır.
Sare Hatun’un bu sözlerine karşılık Fatih’in verdiği cevap ise Osmanlı fetih siyasetinin temelini teşkil etmektedir. Fatih, “Ey ana bu zahmetler Trabzon için değildir. Bu zahmetler Din-i İslam yolu içindir” ifadelerini kullanmıştır.
Bu sırada Osmanlı donanması da sefere destek vermek amacıyla deniz yoluyla şehrin önlerine gelmişti. Donanmanın başında bulunan Mahmud Paşa, kara ordularından önce Trabzon’a vardığından elçiler vasıtasıyla şehrin teslim edilmesini istemiş ve 15 Ağustos 1461 günü Trabzon, Osmanlılar tarafından fethedilmiştir.
Şehre giren Fatih, diğer fetihlerde de adet üzere yapılan gelenekleri bir bir yerine getirmiştir. Bu kapsamda Orta Hisar’daki Altınbaş Meryem (Panagia Khrysokephalos Virgin) kilisesi camiye dönüştürülmüştür. Fatih Sultan Mehmet, muhtemelen şehri fethetmeden önceki kuşatma sırasında da sur dışında bulunan ve yine Hristiyanlığı Trabzon’a yayan ve kentin koruyucusu olduğuna inanılan, başka bir ifadeyle Ortodokslar arasında simgesel bir önemi bulunan St. Eugenios Kilisesini de Yeni Cuma Cami adıyla camiye dönüştürmüştür.
Her ne kadar bazı kiliseler camiye çevrilse de Fatih, fethin ardından şehirde bulunan gayrimüslimlere ve hanedan ailesine oldukça şefkatli davranmış, Komnenos ailesi İstanbul’a getirilmiştir.
Fethin ardından daha önceden surların dışında yerleşmiş bulunan Türk-Müslüman nüfus şehrin içlerinde de iskân edilmiş ve yavaş yavaş Müslüman mahalleleri oluşmaya başlamıştır.
Trabzon’un fethi, birçok açıdan Türk tarihinde dönüm noktalarından biri olarak görülmüştür. Zira bu tarihten sonra Karadeniz artık bir “Türk gölü” haline gelmiş ve bu durum yüzyıllarca devam etmiştir. Ayrıca Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması yolunda önemli bir mesafe kat edilmiştir.
Fatih Sultan Mehmed ise önce Bizans gibi köklü bir devleti ortadan kaldırmış ardından iki buçuk asırlık Komnenos Hanedanlığına son vermiş ve adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır.