Bazı vedalar vardır…
Sessiz olur ama çok şey söyler.
Bazı ayrılıklar vardır, kalabalık değildir ama bir şehrin kalbine ağır gelir.
2025 yılını böyle bir hüzünle kapattık.
Bir gün arayla, Trabzon’un yakından tanıdığı, sevdiği, saygı duyduğu iki değerli insanı uğurladık ebediyete.
İki dostumu…
İki büyüğümü…
İki abimi…
Biri Çaykaralı, diğeri Oflu…
İkisi de vakur, karizmatik, duruşu olan insanlar.
Ama hayat dediğin şey ne unvana bakıyor ne yakışıklılığa ne de ardında bırakılan onca hayra…
Prof. Dr. Mustafa Köseoğlu…
Bir akademisyen olmanın ötesinde, bir öğretmen, bir yol gösterici, bir iz bırakan adamdı.
KTÜ İİBF’de dekanlık yaptı,
Bayburt Üniversitesi’nin kuruluşunda öncü isimlerden biri oldu.
Ama onu asıl büyük yapan, tabelalar değil; yetiştirdiği binlerce öğrencinin dualarıydı.
Her öğrencinin hayatında bir “iyi ki” vardır.
Mustafa Hoca, birçok insan için o “iyi ki”lerden biriydi.
Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu’nun hayat arkadaşıydı.
İki kız evladının babasıydı.
Bir evin direği, bir ailenin sığınağıydı.
Amansız bir şekilde ayrıldı aramızdan…
Ansızın değil belki ama hazırlıksız yakaladı hepimizi.
…Ve Fikret Ramoğlu…
Oflu büyüğümüz…
40 yıl boyunca sağlık teşkilatında insanların derdine derman olan,
“İlacın var mı?” diye sorulduğunda yalnızca reçete değil, umut veren adam…
Nice hastaya şifa oldu,
Nice derde merhem…
Ama ne acıdır ki, insan bazen başkalarına sunduğu şifayı kendine bulamıyor.
Uzun süre mücadele etti.
Direndi.
Sabretti.
Ama o amansız hastalık, bu kez galip geldi.
Fikret Abi gitti…
Ardında teşekkürler, hayır duaları, sessiz bir minnet bırakarak.
Bir gün arayla…
İki güzel insan…
İki ağır kayıp…
Trabzon’a gerçekten ağır geldi bu vedalar.
Çünkü bu şehir, sadece insan kaybetmedi;
Bir duruşu, bir emeği, bir ahlakı, bir hatırayı uğurladı.
Evet…
Her şey Allah’tandır.
Ölüm haktır.
Ama insan yine de sormadan edemiyor;
Neden hep güzel insanlar gider?
Neden bu şehir, çınarlarını böyle peş peşe kaybeder?
Ölüm işte…
Ne karizmaya bakıyor
Ne yakışıklılığa
Ne de ardında bırakılan onca iyiliğe…
Ama şundan eminim;
Bu şehir sizi unutmayacak.
Çaykara unutmayacak…
Of unutmayacak…
Trabzon hiç unutmayacak…
Adlarınız belki sokak tabelalarında yazmayacak ama
Kalplerde, dualarda, hatıralarda hep yaşayacaksınız.
Yeriniz nur,
Mekânınız cennet olsun.
Bu şehir size minnettar.
Ve bu minnet, zamanla hiç eksilmeyecektir.
Ömür dediğimiz nedir ki?
Dalda kuru bir yaprak değil midir?