Seni en çok kim yorar biliyor musun?

Ne istediğini bilmeyen insanlar.
Bir ileri, bir geri.
Bugün var, yarın yok.
“Belki”lerle oyalanan,
“Bakarız”larla kandıran insanlar...

Ama sen netsin aslında.
Ya seversin ya da vazgeçersin.
Ortada kalmazsın.
Ama onlar kalır.
Ve sen, bir başkasının kararsızlığında sürüklenirken kendini kaybetmeye başlarsın.

“Seviyor gibi” yapmayın.
Bu umut değil,
bu ilgi değil,
bu düpedüz vicdansızlıktır.
Çünkü ilgi görmeyen her şey solar…
Bir çiçek gibi,
bir gönül gibi,
bir ilişki gibi…

Bir gün bir doktora sormuşlar:
“En etkili ilaç nedir?”
Demiş ki: “İlgi ve sevgi.”
Peki, işe yaramazsa?
“Dozunu artırın.”
Ama sen artırdıkça da karşılık gelmiyorsa?
İşte orada durman gerek.
Çünkü ısrarla sürdürülen her şey bir yerden sonra kendini yok eder.

Sen, kaybetmekten korktukça karşındaki kırmaktan korkmamaya başlar.
Sen susarsın,
anlayış gösterirsin,
yutarsın...
Ama o rahatlar.
Sen bir şey demiyorsun ya,
her şey yolunda sanır.

Ama unutma:
Ne kadar çok verirsen
o kadar az kıymetin kalır.
Hayat en çok da bunu öğretir.
Sürekli anlayış göstermek bir erdem değildir bazen,
Kendine yaptığın bir haksızlıktır aslında.
Çünkü fazla anlayış, bir gün kendine olan saygını alır elinden.

Ve sen farkında olmadan bir enkazın içinde kalırsın.
Sevdiğin, uğruna savaştığın, çabaladığın her şeyin yıkıntısı altında ezilirsin.
Ve en sonunda…
Susarsın.
Ama bu suskunluk sessizlik değil, yorgunluğun haykırışıdır aslında.

Unutma,
Bir insan seni gerçekten seviyorsa üzdüğü anda değil, üzdükten sonra ne yaptığıyla belli eder hem kendini hem de sevgisini.
Eğer hâlâ seni üzüyorsa, bil ki, o bilinçaltında sana çoktan “sen olmasan da olur” demiştir.
Ve sen hâlâ oradaysan, kendine ihanet ediyorsun demektir.

Artık şunu bilmelisin:
Sadece senin çabanla olacak olan ne varsa, varsın olmasın.
Çünkü sevgi iki kişiyle, ilgi gönüllü olarak, çaba karşılıklı olduğunda güzeldir.

Kendini yormaktan, kendi ışığını söndürmekten vazgeç.
Yalnızlık, yanlışlıkla kıyaslanamayacak kadar huzurludur.
Ve bazen, çekip gitmek değil, kalmak tükenmektir.

Kendi hikâyesini yazmaya karar verenler, gücünün nereden geldiğini asla unutmamalıdır.

İstediği tarihi yazdırıp dursun.

Kendin için…
Huzurun için…
Bir adım geri at.
Ve de ki:
“Ben de varım. Ben daha önemliyim. Üstelik herkesten çok”