Türk futboluna bir döneme damga vurmuş, milyonların gönlünde taht kurmuş efsaneleri bir araya getirmek kolay değildir.
Hele ki bunu sadece nostaljik bir buluşma olarak değil, derin bir mesajın taşıyıcısı haline getirmek çok daha kıymetlidir.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, işte tam da bunu yaptı.
Trabzon, sadece futbolun değil, vefanın da şehridir.
Bu topraklar, formayı terletenleri unutmaz.
Ancak bu defa bir araya gelişin nedeni sadece geçmişi yad etmek değildi.
Dört yıl önce yorgun bir mermiyle 15 yaşında hayattan koparılan Emir Yuşa Atıcı’nın anısına düzenlenen bu turnuva hem yürekleri sızlattı hem de toplumun kanayan bir yarasına dokundu.
Magandalık…!
Hami Mandıralı, Tanju Çolak, İbrahima Yattara, Hasan Şengün (Dobi Hasan), Nesim Özgür, Oktay Derelioğlu, Abdullah Ercan, Soner Boz, Şeyhmuz Suna, Mehmet Zengin, Selim Özer, Hasan Özer, Mehmet Soykök, Zafer Demiray, Nihat Tümkaya ve daha niceleri…
Her biri futboluyla, karakteriyle, sahadaki duruşuyla hafızalarımıza kazınmış isimler.
Hepinize helal olsun, kutluyorum sizi
Bir toplumun vicdanına dokundunuz
Bu kez topun peşinde değil, bir vicdan çağrısının arkasında koşmak için Trabzon’daydılar.
Futbolun efsaneleri, bir çocuğun hayatını söndüren bir yorgun merminin nelere mal olabileceğini unutturmamak için sahaya çıktılar.
Bu turnuva, yalnızca bir anma değil, bir toplumsal farkındalık hareketiydi.
Çünkü bazen bir gol değil, bir vicdan sesi hayat kurtarır.
Belediye Başkanı olmak sadece asfalt dökmek, su getirmek, çöp toplamak değildir.
Bir şehrin başkanı olmak, o şehrin kalbine dokunmaktır.
Vatandaşının derdini duymak, toplumun acısına ortak olmaktır.
Ahmet Metin Genç, Trabzon’da sadece altyapıya değil, insan yüreğine yatırım yapıyor.
Bir şehrin geleceğini yalnızca beton değil, değerler ve bilinç inşa eder.
Bu farkındalık etkinliği, tam da bu bakış açısının bir yansımasıdır.
Magandalık denen, bir anlık “gösteriş” uğruna insanların hayatına mal olan o hoyratlık, toplumun en büyük utanç noktalarından biridir.
Silah sıkmak, düğünlerde havaya ateş açmak kahramanlık değil; cahilliğin, düşüncesizliğin ve vicdansızlığın dışavurumudur.
Trabzon’da düzenlenen bu turnuva, sadece bir spor etkinliği değil, bir vicdan çağrısı oldu.
O çağrıyı, tribünlerdeki çocuklar, televizyon başındaki aileler, sahadaki efsaneler hep birlikte yükseltti.
“Bir Emir Yuşa daha kaybetmeyelim”
Hami Mandıralı’nın, Tanju Çolak’ın, Yattara’nın, Abdullah Ercan’ın orada olması çok anlamlıydı.
Çünkü onlar, birer futbol efsanesi olmanın ötesinde, toplumun önünde duran örnek kişiliklerdir.
Ahmet Metin Genç, bu isimleri sadece bir sahaya değil, bir toplumsal sorumluluğun merkezine davet etti.
Ve o davet, karşılıksız kalmadı.
Efsaneler, bir çocuğun anısına, bir annenin gözyaşına, bir şehrin vicdanına omuz verdi.
Trabzon’da oynanan maçlar, skoru olmayan ama vicdanı kazanan bir maçtı.
Trabzon bir kez daha farkını ortaya koydu.
Ahmet Metin Genç bir kez daha gösterdi ki; belediyecilik sadece taşla, toprakla, suyla değil, duyguyla, farkındalıkla, insanlıkla da yapılır.
Efsaneler ise bu duyguyu bütün Türkiye’ye taşıdı.
Keşke her şehirde böyle başkanlar, böyle duyarlı sporcular olsa.
Keşke herkes bir Emir Yuşa’yı yüreğinde yaşatsa da bir daha hiçbir çocuk “yorgun mermiye” kurban gitmese.
Trabzon iki gün sadece futbolun değil, insanlığın da başkentiydi.