Evdeki hesap, çarşıya uymadı. Papara Park’ta Alanyaspor karşısında iki farklı Trabzonspor izledik. İlk yarıda sahada mücadele eden, diri, yardımlaşmayı iyi yapan ve oyun disipliniyle dikkat çeken bir Trabzonspor vardı. Ancak ikinci yarıda bambaşka bir takım sahadaydı; kendi sahasından çıkamayan, rakibine teslim olan bir Trabzonspor…
Maçın başında Bordo-Mavililer sıkıntılı bir süreç yaşasa da, golle birlikte toparlandılar. Savic ve Bagatov’un eksikliğine rağmen onların yerine görev yapan Okay ve Baniya ikilisi, her ne kadar aynı seviyede olmasalar da görevlerini fena yapmadılar. Kaleci Onana’nın hızlı top kullanımı, Mustafa’nın rakip sahaya taşıdığı topu Onuachu’ya aktarması ve golcü futbolcunun fizik gücünü kullanarak dönüp fileleri havalandırması Trabzonspor’u öne geçirdi.
Golden sonra daha derli toplu bir Trabzonspor izledik. Folcarelli orta sahayı iyi kontrol etti, takım oyunu yükseldi.
Ancak ikinci yarı bambaşkaydı. Alanyaspor, deplasman takımı olmasına rağmen Akyazı’da sanki kendi evindeymiş gibi oynadı. Topla birlikte Trabzonspor kalesine çok rahat geldi, pozisyonlara girdi ama bunları değerlendiremedi.
Orta sahası düşen Trabzonspor’da Fatih hHca, oyuna müdahale etti. Olaigbe’nin yerine Muci, Augusto’nun yerine Arif girdi. Ancak bu değişiklikler beklenen etkiyi yaratmadı. Alanyaspor’un golü adeta göz göre göre geldi.
Hagi’nin ceza sahası dışından attığı sert şutu, Trabzonspor ’un dünyaca ünlü kalecisi Onana sadece seyretmekle yetindi.
Maçın son on beş dakikasında Fatih Hoca, tehlikeyi görüp Oulai ve Mustafa Eskihellaç’ı kenara alarak, onların yerine Sikan ve Visca’yı oyuna sürdü. Ama bu hamleler de sonucu değiştirmedi. Trabzonspor, sahadan beraberlikle ayrılırken büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Dün akşam izlediğimiz Trabzonspor, “Çarşambanın gelişi Perşembeden bellidir” sözünü hatırlattı. İlk yarıda umut veren, ikinci yarıda ise kaybolan bir takım...
Özetle, iki ayrı Trabzonspor vardı sahada. Bu da, taraftara güven değil, endişe verdi.