Yol inşa etmenin önemi, bilhassa bayram ve tatil günlerinde yapılan seyahatlerde ortaya çıkmaktadır. Zira bu zaman dilimlerinde yollarda kaza sayısı azalmakta, can ve mal kayıpları en aza inmektedir.

Tarihsel süreçte yol yapımı denilince Romalılar akla gelse de Türk Milleti de bu işte önemli eserler ortaya koymuşlardır. Ulaşımın önemi bilen II. Abdülhamid, Avrupa’dan borç almadan, tamamen yerli ve milli sermaye ile İstanbul’dan Hicaz’a uzanan demiryolunu inşa etmiştir.

“Gidemediğin Yer Senin Değildir” diyerek bu işin önemini ortaya koyan Halil Rıfat Paşa’nın sözünün bir gereği olarak demiryolu yapımı konusunda bilhassa Osmanlı’nın son döneminde önemli mesafeler kat edilmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarına gelindiğinde “yurdu demir ağlarla örme” seferberliği devam ettirilmiş, Sivas-Erzurum, Samsun-Çarşamba, Adana-Diyarbakır hatları faaliyete sokulmuştur.

Fakat İkinci Dünya Savaşı sonrası bilhassa ABD ile yaşanan yakınlaşma politikası, demiryolu siyasetinin ikinci planda kalmasına neden olmuş onun yerine karayolu yapımı ön plana çıkmıştır.

Karayolu inşası denilince akla gelen en önemli eser hiç şüphesiz Karadeniz sahil yoludur. Bugün Samsun-Hopa arasında bulunan Karadeniz Sahil Yolu aslında ilk olarak 1935 sonrasında İsmet İnönü’nün doğu gezisi sonrasında gündeme gelmiştir.

İnönü’nün ortaya attığı bu fikir sonrasında kapsamlı bir çalışma içine girilmiş ve 1936 yazında bu yolun açılması hedeflenmiştir. Hedeflenen projeye göre sahil yolu Karadeniz’i bir uçtan bir uca bağlayacaktı.

Fakat İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine söz konusu proje rafa kaldırılmıştır. Savaşın sonuna doğru Karadeniz ziyareti yapan Milli Şef İnönü, burada sahil yolu projesini tekrar gündeme getirmiştir. Fakat yapımı düşünülen yolun mesafesi kısaltılmış ve sadece Samsun ve Hopa arasında inşa edilmesi kararlaştırılmıştır.

O günlerde Karadeniz’den diğer vilayetlere ulaşım daha çok deniz yoluyla yapılıyordu. Mesela Trabzon’dan İstanbul’a gitmek isteyen bir kişi vapurla yolculuk yapmak zorunda kalıyordu. Denizin dalgalı olduğu günlerde bu yolculuk beklenenden çok uzun sürüyordu.

Bu arada İkinci Dünya Savaşı sonrası karayolu kullanımında yaşanan gelişmelere paralel olarak o dönemki adıyla Yollar Bölge Müdürlüklerinin kurulması ve bu kapsamda 10’ncu Bölge Müdürlüğü’nün merkezi olarak Trabzon’un seçilmesi gibi hususlar, sahil yolu için olumlu gelişmelerdi.

Neticede 1943 sonrasındaki gelişmelerle olgunlaşan ve 1948-49 yıllarında başlanan Samsun-Hopa sahil yolu projesi özellikle Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün Trabzon’da tesis edilmesi, yapım ve onarım çalışmalarında görülen hız ve artan imkânlar sayesinde iyi bir seviyeye gelmişti.

Fakat tüm bu olumlu faktörlere rağmen yapımı devam eden Samsun-Hopa sahil yolu ancak 1971’de kısmen bitirilebilmiştir. Yolun daha da modern hale getirilebilmesi için 1980’lerde bazı adımlar atılmış ve 1987’de yeni bir isim altında Karadeniz Sahil Yolu Projesi ortaya konulmuştur.

Yapımı İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar uzanan ve tam anlamıyla bir türlü bitirilemeyen Hopa-Samsun sahil yolu projesinin 2002 yılına kadar ancak %35’i tamamlanabilmiştir. Bu tarihten sonra ciddi bir şekilde ele alınan sahil yolu projesi aniden hızlandırılmış ve 4 yıl içinde tamamlanmış ve 2007 yılında halkımızın hizmetine sunulmuştur.