İnsan yaşamını temin eden geçerli normlar içerisinde dürüstlük vardır. Bu ulvi kavramı en güzel ifade edenlerden birisi de ünlü Alman beyaz eşya satıcısı Werner Bosch “güvenimi kaybetmektense tüm servetimi kaybetmeyi tercih ederim” diye ifade etmiştir. Şimdi bu da nereden çıktı sorabilirsiniz? Elbette “durduk yerde taş yuvarlanmaz”. Yaşam kriterlerimizin tümünün sağlıklı kalabilmesi güven üzerine kuruludur. Zira insan tüm işlerinde kuşku ve endişeden uzak kalmak ister.

Bu bağlamda herkese düşen ve herkes için gerekli olan “güven” adlanan ulvî değerlerin kâle alınmadığı yaşamın her alanında görülmektedir. İstikrarlı güven için sadece meteorolojinin verileri kaldı. Gerçi meteorolojinin verilerinde çok nadir yanılmalar görülüyor olsa da buna devede kulak deyip geçilebilir.

Tüketici etiketlerine bakıyoruz doğrudan insan aklı ile alay ediliyor. Yalan toplumun sarıldığı batan titanik filikası oldu, herkes bu filikaya tutunmaya çalışıyor. Ufak kazançlar uğruna her şeyi mubah görme hastalığı Koronavirüsten daha tehlikeli bir hal aldı. Aldatıldığımız kuşkusu paslı çivi misali beynimize oturuyor. Güvensizlik bizi manevi olarak tüketiyor, kış mevsimi geçti ağız tadıyla bir kere balık yiyemedik. Balık haline yaklaşılmıyor bile. Marketler mi tarihler yeni ancak yumurtalardan civciv çıkıyor. Koronavirüsün etkisidir deyip teselli oluyoruz. Ürünlerin üzerindeki etiketler ile insan aklıyla alay ediliyor.

Herkes yoksul ancak sokaklarda milyarlık otomobilden geçilmiyor. Esnaf kan ağlıyor, devletten teşvik bekliyor ama bir kuruş indirime yanaşmıyor. Herkes dürüst ama hiçbir işimizde dürüstlük yok. Nasreddin “Hoca’nın her gün evim yandı deyip milleti kandırması ve bir gün gerçekten evinin yandığında evim yandı feryadına ahalinin kulak tıkaması” misali. Fırınlarda ekmekler reform yapılarak pastaya dönüştürüldü. Bir ikilik ekmek 4 nüfusu doyururdu, şimdi sadece bana yetmiyor. Yine de fırıncılar, dolmuşçular, esnaf ve işletmeciler iki göz iki çeşme ağlamaya devam ediyorlar. Ancak ortada kaliteli bir hizmet anlayışı süresiz izne çıkarıldı. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Basında bilgi kirliliği innallah dedirtiyor. Sonrası mı? Allah kerim!..