Haftada bir gün burada yazıyorum. Bazen yoğunluktan onu da yazamayabiliyorum. Keşke zamanım ve durumum müsait olsa da her gün yazabilsem haksızlıkları eksiklikleri dile getirsem. Yazmak, okumaktan zor ve gerçekten ayrı bir iş, apayrı bir meseledir ayrıca.

Hâl böyle olunca konular yığılıyor, bazen gündemden de uzak kalabiliyorum. Onu mu yazayım bunu mu yazayım, daha faydalı daha okunur nasıl olurum diye düşünürken konular bazen dağılıyor, birikiyor işte.

Bizim için hiç şüphesiz son zamanların en önemli konusu, bu sezon iyi bir çıkış yakalayan Trabzonspor’un Başakşehir ile oynanan maçı ve maçtaki hakemin bariz skandal kararlarıdır. Öyle böyle değil, izleyen herkesin gözü önünde hakem resmen Trabzonspor’u bir ağaç misali biçti, budadı, doğradı ve maçı katletti.

Aslında memleket için, Trabzon için daha önemli konular olsa da, konu olarak tam anlamıyla bunu yazmaya sevk ediyor beni öfkem ve bastırılmış bordo-mavi duygularım. Diğer konulara vâkıf olamıyorum bu durumda.

Öyle ya, yıllardır aynı senaryo yine devrede. Tam bir çıkış yakaladığı zaman Trabzonspor’un muhakkak önü kesiliyor. “VAR” iken yok, “YOK” iken var ediliyor bazı şeyler haksızlık adına, adalet adına. Hâşâ yoktan var edip, vardan yok etmek Allah’ın işi ama bunlar futbolun hem “Allah’sızları”, hem de “ahlaksızları”.

Bir şehrin kaderi ile bir düdükle çalıp oynayanlar, yıllardır hakkımızı gasp edip gitmiştir elini kolunu sallayarak buradan. Çalınan hayalleri, tükenen umutları, haksızlıkları ve özelikle adaleti hiç düşünen yok!

Bu sevda uğruna kalp krizinden ölenleri, kaçırılan şampiyonluk nedeniyle bunalıma girip intihar edeni, hasta olanları, iştahı kesilenleri, kavga edenleri, aç gezenleri, borç yapanları hiç ama hiç düşünen yok!

Bu böyle kolay olmamalı, bir şehrin sinir uçları ile böyle oynanmamalı. Koca bir şehir, bu büyük taraftar yok sayılmamalı. 2010-2011 sezonundan beri sabreden taraftarın hakkı tekrar masa başında kapalı kapılar arkasında yenilmemeli.

Yalan yok, her seçim etrafımdakilere bu seçim önemli, ülke menfaatleri adına yine dik duralım biraz daha sabredelim önümüzdeki seçime kadar muhakkak kupamız verilecek ümidini aşılamaktan ben de yoruldum. Şunu herkes bilmelidir ki, Trabzonspor bizim için memleket kadar önemli.

Ölümüne cepheye giden her Trabzonlu askerin aklında önce vatan ve sevdikleri, sonra Trabzonspor vardır. Bavulunun bir kenarında al bayrağın yanında bordo-mavi forması ya da kaşkolu vardır. Sevdikleri ile birlikte kurduğu en güzel hayallerini Trabzonspor ile süsler.

Fakat gel gör ki, en tepeden en dibe kadar, ne çalınan kupamız ne de bizim yıkılan şampiyonluk hayallerimiz kimsenin umurunda değil!

Artık benim bile siyasetten bu yönde bir beklentim kalmadı, ümidimi yitirdim gayri. Memleket bekasının konuşulduğu şu son seçimler öncesi çalınan kupamızın geri geleceğini de hiç sanmıyorum!  Ve bu anlamda hiçbir siyasetçiye de güvenmiyorum. Eskiden beri konuşulanlara bakılırsa söylenenlerin tamamı göz boyama ya da taraftarın gazını alma. İcraat yapıp inandırıcı olun artık.

Benim için memleket bekası, elektrik ve doğalgaz faturası, işsizlik ve enflasyon rakamları kadar önemlidir bu mevzu bilesiniz ey siyasetçiler!

 Hiçbir şey yapamıyorsanız bundan sonra Trabzonspor’un hakkını gerçekten her mecliste her platformda savunun. Gerekirse masaya yumruğunuzu Ünal Hoca gibi vurun, vurun ki sandıkta sesini duyasınız. Selam ve dua ile.