Geçen hafta ülke gündeminde Papa’nın, Türkiye seyahati vardı. Tarih boyunca Müslümanlara kan kusturan bir kurum olan Papalığı temsil eden Papa XIV. Leo’nun, memleketimize yapmış olduğu bu ziyaret bazı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Zira bir kesim Papa’nın açık bir İslam düşmanı olduğu halde ülkemize gelişinin maksatlı bir ziyaret olduğunu ifade etmiştir. Bazıları ise Papa’nın karşılama ve ağırlanması esnasında yapılanları abartılı bulmuştur.

Papa’nın ziyaretiyle başlayan bu gündemde Papalığın, Müslüman dünyasına verdiği zararlar üzerine pek söz söyleyen olmamıştır. Zira yüzbinlerce Müslüman’ın ölümüne sebep olan Haçlı Seferleri’nin en büyük destekçisi Papalık idi.

Müslüman Türklerin 1071’de Anadolu’da zafer kazanması ve Doğu Roma İmparatorluğu’na üst üste darbeler vurması üzerine İstanbul’un isteğiyle 1095 yılında Papa II. Urban, Clermont Konsili'ni toplayarak Müslümanlara karşı seferberlik ilan etmiştir.

İşin daha da garibi Papa XIV. Leon bir tesadüf eseri olsa gerek (!) Haçlı Seferlerini başlatan konuşmanın yani Clermont Konsili’nin toplandığı gün yani 27 Kasım’da ülkemize gelmiştir.

Konsilin ardından Avrupa’da ne kadar servet avcısı ve yağmacı varsa Papa’nın teşvikiyle bir araya gelmiş ve devasa ordular oluşturan Avrupalılar, Anadolu’ya doğru yola çıkmıştır. Tam 9 Haçlı Seferi organize eden Papalık, kendisi ve Hristiyan âlemi için kutsal olan Kudüs, Antakya, Urfa, İznik gibi yerleri işgal etmiştir.

Haçlı Seferlerinin hepsi kanlı ve yıkıcı olmakla birlikte içlerinde en garibi çocuklardan oluşan orduların bir araya geldiği seferdir. Zira şehir şehir gezen vaizlerin etkisinde kalan çocuklar, kendi aralarında ordu kurma girişiminde bulunmuşlardır.

Anadolu’ya yaptıkları akınlarda istediklerini elde edemeyen gözü dönmüş Avrupalı papazlar, günahsız çocuklardan oluşan bir orduyla Kudüs’ün elde edilebileceğini düşünmeye başlamıştır.

Dönemin Fransa Kralı durumu haber aldığında kiliseye danışmış, kendisine verilen cevapta çocukların Kudüs'e gidemeyecekleri ama hevesleri geçene kadar müdahale edilmemesi gerektiği tavsiye edilmiştir.

Fakat sayıları 30 bini aşan çocuk ordusu Akdeniz'e ulaştıklarında Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i yarması gibi bir mucizenin gerçekleşmesini bekliyordu. Bu sayede Kudüs'e ilerleyecek ve Hz. İsa'nın gerildiği çarmıhı Roma'ya getireceklerdi.

Parisli Matthew'ün kroniğine göre çocuklar merkezden uzaklaştıkça açlık, vahşi hayvan saldırısı, salgın hastalık ve kendi içlerinde yaşadıkları kavgalar sonucu telef olmuşlardı. Nihayet Marsilya'ya vardıklarında büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar; çünkü deniz yarılmamıştı. Neticede on binlerce çocuk bu seferde hayatını kaybetmişti.

Haçlılar, seferleri sırasında İstanbul’u da yağmalamışlardı. Zira 4. Seferde rotasını İstanbul’a çeviren Haçlı Orduları, şehri adeta perişan etmişti. Bizans Devleti, Epir, Trabzon ve İznik olmak üzere üç parçaya bölünmüştü.

Neticede Haçlı Seferleri, yüzbinlerce Müslüman’ın ölmesine, Anadolu ve Ortadoğu’da büyük yıkımların yaşanmasına neden olmuş hatta bu yıkımdan İstanbul’da etkilenmişti.

Ülkemizi ziyaret eden Papa XIV. Leon’un bu tarihi gerçekler karşısında en azından geçmişte yaşanan hadiselerle ilgili birkaç kelam etmesini beklerdik. Özür olmasa bile en azından üzüntülerini dile getirmesini beklediğimiz Papa, yüzyıllar önce yaşanan Haçlı Seferleri’nin başta İslam dünyasına olmakla birlikte tüm Ortadoğu’ya zarar verdiğini kabul edebilirdi.

Böylesi bir jesti gereksiz gören Papa bunun yerine İstanbul’da bulunan diğer önemli kilise olan Fener Rum Patrikhanesi ile bağlarını kuvvetlendirmeyi tercih etmiş ve tarihi bir fırsatı kaçırmıştır.