Rüşvet Operasyonu Ve Fenerbahçe Büyük rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve beş gün süren soruşturma tamamlandı. Türkiye bu soruşturma ile çalkalandı. Borsa dibe vurdu Döviz tavan yaptı. Dolar ve Euro tarihinin zirvesine ulaştı.

Rüşvet Operasyonu Ve Fenerbahçe Büyük rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve beş gün süren soruşturma tamamlandı. Türkiye bu soruşturma ile çalkalandı. Borsa dibe vurdu Döviz tavan yaptı. Dolar ve Euro tarihinin zirvesine ulaştı. Daha net bir ifadeyle, Dolar 2.10 lirayı, euro 2.90’ı buldu. Piyasalar alt üst oldu. Bu ani gelişmeler karşısında haliyle hemen herkes kendine göre bir yorum yaptı. Türkiye’nin her ferdi rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını tartıştı. Yolda, lokantada, otobüste, parkta, cenazede  yolsuzluk iddiaları konuşuldu. Kimi AK Parti’ye kızdı, kimi cemaate. Kimi bu durum AK Partiye zarar verir dedi, kimi Başbakan bu durumu artıya çevirir dedi. Kimi Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yolunu kapatmaya yönelik dedi, kimisi de suçlu varsa cezasını çeksin dedi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 89 kişiden 24’ü tutuklanmış, 65’i serbest bırakılmış. Lakin herkes dört bakanın oğlunun yolsuzluğa karışıp karışmamasını merak ediyordu. Savcılık soruşturmasından sonra mahkemeye çıkarılanlardan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, "Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek”ten, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, "Rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek" ten tutuklandı. Sanatçı Ebru Gündeş’in eşi Reza Zarrab, "Rüşvet vermek ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak"tan, Ayakkabı kutusuyla Türkiye’de alay konusu olan Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Arslan ise "Rüşvet almak" gerekçesiyle tutuklandı. Elbette süreç devam ediyor. Yargılanma sonunda ak ile kara belli olacak. Haklı haksız ayrılacak. Yiyen-yemeyen-yediren var mı yok mu o da gün yüzüne çıkacak. Bundan sonraki yargı sürecini de takip edeceğiz elbet. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer bakan hemşerimizin Erdoğan Bayraktar’ın oğlu ve danışmanı suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Zaten biz farklı bir karar beklemiyorduk. Biz Karadenizliler, kızarız, hırçınlaşırız ama asla eğilmeyiz. Dik dururuz. İnsanımıza sahip çıkarız Çünkü bilerek yanlış yapmayacağını biliriz. Ulusal medya gibi bile bile suçluyu da savunmayız. Fenerbahçe asrın şikesini yaptı, ulusal medya sahip çıktı. Futbola pisliği bulaştırdı sahip çıktı. UEFA’ya sponsor olarak resmen rüşvet vermiştir. Ulusal medya yine savundu. Başkan Aziz Yıldırım aylarca hapis yattı Aynı medya sahip çıkmadı ama kimsenin gıgı çıkmadı. O medyaya kafa tutan tek gazete TAKA olmuştur. 200 milyar ceza kestiler bize ama yargının tokadıyla yerlerine oturdular. Evet, "Karadenizli asla yanlış yapmaz" diyemeyiz. lakin Karadeniz insanı izah etmeye çalıştığım çevrelerin zihniyetine paralel hareket etmez. Çok yakını da olsa; canı,  kanı da olsa "çeksin cezasını aklansın, paklansın gelsin" der hemşerisi için. Allahtan da öyle oldu ve Bakan Bayraktar ve oğlu ile ilgili herhangi bir olumsuzluk söz konusu olmadı ve şimdi bütün yüreğimizle Bakanımız Erdoğan Bayraktar'ın  yanındayız. Moda bir ifadeyle, "yedirtmeyiz artık!"

- - - -