Bir dönem dört Trabzonlu bakan kabinede yer aldı diye dünyayı ayağa kaldırdınız.

Sanki Türkiye, dört Trabzonlunun eline geçmiş gibi manşetler attınız, dedikodular ürettiniz, iftiralarla başarılarını gölgelemeye çalıştınız.
Oysa o dört isim, kabinenin en çalışkan, en üretken, en icraatçı bakanlarıydı.

Ama kıskandınız.
Başarının, emeğin, liyakatin memleketle buluşmasına tahammül edemediniz.
Ve başardınız.
Bugün yeni kabinede sadece bir Trabzonlu Bakan var

Abdulkadir Uraloğlu.

Peki ne değişti?
Değişen bir şey var mı?
Yine çalışan, yine üreten, yine koşturan o
Bugün Zengezur Koridoru Çin’den Avrupa’ya uzanan, iki kıtayı birbirine bağlayan dev bir jeopolitik hattın mühendisliğini yapıyor.
Ülkeyi karış karış otoyollar, köprüler, viyadüklerle donatıyor.
Ama hiçbir zaman “bizimkiler” ya da “onlar” demedi.
Hiçbir zaman Trabzon’a torpil yapmadı.
Çünkü küçük düşünmüyor.
Büyük Türkiye için büyük düşünüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği, en çalışkan yol arkadaşıdır Abdulkadir Uraloğlu.
Onu bilen bilir, tanıyan tanır.
Ama işte, Trabzonluların kaderidir bu; çalışır, üretir, omuzlar taşır ama sonunda yine hedef olur.

Trabzon’u görmezden gelenlere şimdi soruyorum;
Türkiye’nin neredeyse tüm büyükşehirlerinde şehir hastaneleri kurulurken, Trabzon neden en sona bırakıldı?
Şehir hastanesinin açılışına sadece 11 ay kalmışken, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sürekli işçi alımı listesinde Trabzon’a bir kişilik kadro bile verilmemesi hangi vicdana sığar?

Bakın rakamlara
Ordu: 500
Rize: 65
Samsun: 234

Şanlıurfa 975,

Mersin 91,

Kahramanmaraş 141,

İstanbul 245,

Erzincan 70,

Elâzığ 15

Gaziantep: 105
Aydın: 373

Trabzon?
Sıfır…!

Evet, koca bir sıfır.
Böyle bir haksızlık görülmüş müdür?

800 bin nüfus bu alımları beklerken hayal kırıklığına uğratılması adaletsizliktir.
Trabzon’un alın terini, emeğini, yetiştirdiği insanları görmezden gelmek adil midir?

Dahası, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Rizeli…
Üstelik Trabzon’da okumuş, Trabzon’un ekmeğini yemiş, suyunu içmiş bir isim.
Ama geldiği noktada Trabzon’a bir kişilik kadro bile uygun görmüyor.
Bu nasıl bir anlayıştır?
Bu, “pozitif ayrımcılık” değil, açık bir cezalandırmadır.

Trabzon kıskançlığın ve küçük hesapların şehri olmadı hiçbir zaman

Trabzon’un insanı ne ister biliyor musunuz?
Eşitlik ister.
Adalet ister.
Hakkı olanı ister.
Ama son yıllarda görüyoruz ki bazı bakanlıklar, sanki Trabzon’un başarılarından rahatsız.

Abdulkadir Uraloğlu, Rize’ye havalimanı açtı uçaklar sisten inemiyor diye uçak seferleri Trabzon’a kaydırılıyor suçlamasıyla Allah’ın işine bile karıştınız.

Şimdi Trabzon’a bir kişilik kadro verilmemesini nasıl değerlendiriyorlar merak ediyorum.

Trabzon, bu ülkenin her köşesine doktor, mühendis, öğretmen, asker, siyasetçi yetiştirmiştir.
Ama karşılığında gördüğü şey ne yazık ki kıskançlık, engel ve dışlama oldu.

Son sözüm şudur;

Yaptığınız yanlıştan dönün.

Milli Eğitim’deki geçici personel alımlarında da aynı adaletsizliği her yıl yapıyorsunuz.

Trabzon’a ceza kesenler, Trabzon’u cezalandıranlar tarihin hükmünden kaçamaz.

Trabzon’un hakkını kesmek, sadece bir şehri değil, bu ülkenin vicdanını cezalandırmaktır.
Trabzon; Fatih Sultan Mehmet’in emaneti, Cumhuriyet’in öncüsü, üretimin, mücadelenin, vefanın kentidir.
Ve bu şehir susmaz.
Bu şehir unutmuyor.

Bugün Trabzon’a bir kişilik kadroyu bile çok görenler, yarın Trabzon’un yetiştirdiği bir evladın gölgesine bile sığınmak zorunda kalacak.

Trabzon, torpil istemiyor.
Trabzon, adalet istiyor.
Ve adalet, bir gün elbet Trabzon’dan yükselecek.