Duvarda asılı duran forma kadar sessiz, tüzük kadar bağlayıcı meselelerle yüzleşiyor Trabzonspor. Yıllardır elinde tuttuğu garantiyi, kontrol kolunu, güvenli çıkış kapısını kendi elleriyle kaldırdı. Şimdi sorulması gereken şudur: Bu özgüven mi, gaflet mi, yoksa çaresizliğin makyajlanmış hali mi?
Geçtiğimiz günlerde alınan karar, Trabzonspor’un Sportif A.Ş. üzerindeki mutlak hâkimiyetini sağlayan (A) grubu imtiyazlı paylara dair koruma kalkanının kaldırılmasıyla ilgili. Bu karar, tek başına “tadilat” değil; bir zihniyet değişimi, dahası egemenlik çözülmesidir.
HAKİMİYET SATIR ARALARINDA SAKLI
Ana sözleşmenin 8. ve 24. maddeleri bugüne kadar bir kale duvarıydı. (A) grubu payların devredilememesi, nama yazılı olması, yönetim kuruluna aday gösterme hakkının sadece bu gruba tanınması kulübün şirket üzerindeki egemenliğinin sacayaklarıydı.
Şimdi o sacayaklarından biri, belki de en güçlüsü, yerinden söküldü. Artık Trabzonspor Futbol İşletmeciliği T.A.Ş.’nin elindeki paylar devredilebilecek, borsada satılabilecek ve belki bir gün – bu cümleyi dikkatle okuyun– Trabzonspor Kulübü, Sportif A.Ş.’nin kaderine mahkûm hale gelebilecek.
EŞİTLİK HER ZAMAN ADALET GETİRİR Mİ?
Yönetim kuruluna aday gösterme imtiyazının kaldırılmasıyla birlikte “her pay bir oy” sistemine geçilmiş durumda. Bu kulağa demokratik geliyor, ama futbol ekonomisinin vahşi kurallarında demokrasi çoğu zaman sermayenin oyuncağı olur. Çünkü “herkes eşit” cümlesi, birilerinin daha zengin olduğu bir denklemde yalnızca illüzyondur.
YATIRIMCININ AKIŞI, TARAFTARIN SESSİZLİĞİ
Bu değişiklikleri yatırımcılar çok sevecek, çünkü kurumsal şeffaflık, yönetimsel esneklik ve borsada işlem gören hisselerin cazibesi artıyor. Ama Trabzonspor’un ruhunu bilen, o Bordo-Mavi aşkla büyüyen, “Kupalara değil, duruşa aşığız” diyen camia üyeleri için bu derin bir aidiyet kaybıdır.
Zira bu düzenlemeden sonra, %51’in altına düşen bir pay sahipliği gerçekleştiği anda Trabzonspor Kulübü, kendi ismini taşıyan şirketin kapısından içeriye yalnızca misafir olarak girebilir.
GERİ DÖNÜŞ VAR MI?
Bu karar geri alınabilir mi? Elbette. Ama sermaye arttıkça, hisse çeşitlenip dağılırsa, geri dönüş yalnızca bir temenni olur. Yönetim kurulunda artık (A) grubunun mecburi temsil hakkı yok. Oybirliğiyle kaldırılmış bu imtiyaz, ileride geri alınmak istendiğinde “oybirliği” şartı yeniden aranacaktır. Bu da politik, ekonomik ve stratejik olarak neredeyse imkânsızdır.
GÖLGE YÖNETİM TEHLİKESİ
Trabzonspor Sportif A.Ş., artık daha “piyasa dostu” bir yapıya sahip olabilir. Fakat bu dostluk, Trabzonspor Kulübü’nün tarihine, değerlerine ve bağımsızlık anlayışına ne kadar dosttur? Bunu zaman gösterecek.
Bugün hisse senetleri kâğıttır; yarın iradenizi temsil eden o kâğıtlar bir başka elde tutulduğunda, hangi kupayı alsanız da sahip kimdir?
İmtiyazsız bir kulüp olmanın maliyeti, bazen şampiyonluk kaybetmekten fazlasıdır. Trabzonspor, bu tercihiyle kendi geleceğini daha açık ama belki de daha savunmasız bırakmıştır.
...Ve bazı kararlar, yalnızca yönetim kurullarında değil; tarihin vicdanında da oybirliğiyle kayda geçer.