Allah rahmet eylesin Özkan Abi’nin (Sümer),Trabzonspor’un Teknik Direktörlüğünü yaptığı dönemlerin birinde kondisyonu üst düzey, haliyle mücadele gücü yüksek ancak çok pas hatası yapan (Adı lazım değil) bir futbolcusuna sahaya çıkarken,’ Oğlum sen pas atmaya çalışma, yum gözünü vur topa, şansımız yarı yarıya olsun’ dediği rivayet edilir..

Trabzonspor’un son yıllarda yaptığı yabancı oyuncu transferine baktığımızda, yukarıdaki örnekten ne farkı var?

Sümer-4

Elbette aralarında takıma çok şeyler katan gerçek yıldızlar da var ama bunlar azınlıkta..

Çoğunlukta ise ;

Hiç scout ekibi kurmadan..

Araştırma soruşturma yapmadan..

Savic-42

Rastgele alınsa, bundan daha kötüsü olmaz..

On oyuncu alıyorsun, ikisi banko oynuyor, ikisi yedekten gidiyor, diğerleri konu mankeni..

Üstelik alırken dünyanın parasını verdiklerini sezon sonunda göndermek için cebine ekstradan para koyup yalvar,yakar oluyorsun..

Çünkü sen oyuncunun bugünkü halini değil, geçmişteki parlak günlerini transfer ediyorsun..

Sonuçta da en yaşlısına en yüksek parayı verip ya sakatlar ordusunun ya da yedek kulübesinin demirbaşı yapıyorsun..

32 yaşına gelene kadar toplam 2.6 Milyon Euro kazanmış biriyle yıllığı 2 muilyon Eurodan 3 yıllık sözleşme yapıp 6 milyon Euro kaptırıyorsun..

Beklediğini bulamadığın için göndermeye kalktığında da adam da haklı olarak ‘4 milyon Euro alacağım var, 3 milyonunu verin gideyim’ deyince de tepeni attırıyorsun..

Lunstram-1

Ve bu döngü yönetimler, teknik direktörler değişse de istikrarlı! bir şekilde sürüp gidiyor.

Bu yanlışı yapanların borusu da her devirde ötüyor..

Sonuçta birileri de zaten 3 kuruşa muhtaç Trabzonspor’un milyonlarını(Milyarlarını) götürmeye devam ediyor.

Barisic-23

Önceleri birisi alındığında ‘Şöyle uçacak, böyle kaçacak’ diye övgüler diziyorduk,

Şimdiyse’Hocam bu nasıl?’ diyenlere;’

Hele bir görelim’ diyoruz.

-Ben de merak ediyorum, bakalım neymiş!

Zira, yıllarca yıldızlardan fal tuttuk,

sonunda hapı yuttuk!

Şimdi sanki, az da olsa akıllandık!

SEN GERÇEKTEN O ‘MUSUN?

1969-70 sezonunda Trabzonspor 2.ligde iken Avni Aker’de oynanan bir Karagümrük maçında rakip takımın sağaçığı Ata Özer o zamana kadar hiç görülmedik şekilde solbek Kenan Abi‘nin (Aksu) yanından vızır ,vızır geçince hemen transfer edilir.

Hem de 100 bin lira gibi çok astronomik bir ücretle.

Ancak bu Ata Trabzon’a gelip antrenmanlara başlayınca başta ilgililer ve yetkililer olmak üzere herkes büyük bir hayal kırıklığına uğrar.

Çünkü bu Ata, ile O Ata’nın hiç ilgisi yoktur.

Sen Gerçekten O Musun

‘Belki kendisini bulur’ diye şans verilen 5 i lig 2 si de kupada olmak üzere toplam 7 maçta da hiç bir varlık göstereyip gol ve asist katkısı yapamayınca şüpheye düşüp;

‘Yahu arkadaş sen gerçekten O musun’ diye sormuşlarda;

‘Vallahi benim’ demiş..

İşin aslıysa sonradan anlaşılır.

Meğer o maç öncesi çok hasta ve oynayamayacak durumda olan Kenan Abi iğneyle,dolduruşla sahaya çıkarılmış, bu Ata ‘da atmış sağından geçmiş solundan..

**

Bir ara İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü de yapıp çok da başarılı olan Ata Bey, sanırım ‘Ticari otomobili ve lüks taksisi var’ diye yapılan eleştirilere benim de izlediğim bir TV programınında verdiği yanıtta şunları söylemişti:

‘İstanbul’da bile bin lira sayılı kişilerde varken,Trabzonspor bana bunlardan yüz tane verdi’

Türbenin duvarına yapışan taş!

12 yaşlarında filandık. Mahallenin gobelleriyle Kavakmeydan’dan maç seyretmekten dönerken Trabzon Liisesinin karşısındaki türbenin önünde kadınlı,çocuklu bir kalabalık görünce ,yaklaştık.

Herkes yerden aldığı bir taşı türbenin duvarına dayayıp bırakıyor, tabi taş da yere düşüyor.

'Bu nedir?' diye sorduk birisi dedi ki, 'Hiç günahın yoksa taş duvara yapışıyor,düşmüyor.

Dururmuyum, hemen ben de bir taş alıp türbenin duvarına dayadım bırakınca düştü haliyle..

Hemen aklıma bir cinlik geldi.

Türbe

Çiğnediğim Golden sakızından küçük bir parça koparıp görünmeyecek şekilde küçük bir taşa yapıştırıp oradaki çocuklara göstere göstere duvara dayadım..

Bu sefer yapıştı taş.

Çocuklardan bazıları 'Habununki yapıştı' diye bağırınca kadınlar döndü; Bir bana, bir taşa bakıyorlar. Ben de demek havaya girdim ki ellerimi açıp Kurtuluşİlkokulunda din dersine de gelen ‘Godik’ lakaplı müdürümüzün korkusuyle ezberlediğim bir, iki duayı okumaya başladım.

Bu sırada sakız kurudu taş düştü, kadının biri taşa dalıp 'B.k munzurlu sakız yapıştırmış' dedi.

Yani, büyük bir fırsatı az farkla kaçırdım!..

Eğer duayı kısa tutup taşı alıp ayrılsaydım, yaşıyorsa kendisi, değilse çocukları hala anlatıyordu millete;

‘Bir tarihlerde mübarek birisi......’

Yok mu burayı gören!

Ben de önünden geçerken aynı şeyleri düşünüyordum ama daha önce davranan İsmail Kansız müdürümüz, dostumuz kaleme sosyal medya hesabından paylaşmış..

1-314

Bir tarafta çok uzun bir zaman sonra güzel bir restorasyonla tamamlanıp tam da turizm sezonunda hizmet vermeye başlayan Trabzon Müzesi,(Kostaki Konağı)

Diger yanda önündeki çirkinlik.

Sıra sıra dizilen motositletlerle bedava park yeri,

Duvara yaslanıp yapılan çay keyifleri,

Yerlere atılan sigaralar

2-287

Ve hiç kuşkusuz yakında buraya atılmaya başlayacak çöpler..

Kimdir bu sokağın ya da buranın sorumlusu?

Biran önce gerekeni yapsın.

Çünkü her güzelliği berbat etmek bazılarının özelliğidir!