Yaş Kemâle Erse de "Her Ölüm Erkendir"
 
Lezzetleri acılaştıran ölüm hiçbir zaman kendini unutturmuyor. O, her gün seherde okunan salâlarla kendini hatırlatıyor bize. Böylece hayatın fâniliğini kulaklarımıza fısıldıyor.
 
İlâhî bir hakikat olan ölüm, her geçen gün biraz daha yalnızlaştırıyor bizi. Dost zincirinin halkaları birer birer dağılıyor. Her giden, bir şeyler alıp götürüyor bizden. Bu yüzdendir ki bu kaçınılmaz gerçek keyfimizi de kaçırıyor çok kere. Yakın çevremizden ölenler bize acı ve hüzün veriyor. Hüzünden neşet eden gam yüreğimize, nem ise gözlerimize hücum ediyor. Akıl nefsi yargılarken, yorgun muhayyilemiz de hayatın anlamını sorguluyor.
 
Mahiyeti değişmeyen ve değiştirilemeyen ölüm, hakikatte bitişi değil yeni başlangıçların kapısını aralasa da, nedense soğuk geliyor bize. O ki mutlak hakikatle aramıza gerilen kalın perdeleri kaldırarak, biraz geç olsa da, gönül gözümüzü açıyor ardına dek.
 
Dostların ölümü, bana ölüm üzerine bu kırık dökük cümleleri kurduruyor çaresizce. Ölenlerin yaşı kemâle ermiş olsa da, yine de "Her ölüm erkendir" kelâm-ı kibarı kulaklarımızda yankılanıyor. Ölen şahsın uzun süre yaşamış olması bile acımızı hafifletmiyor bir türlü. Tam aksine uzun yaşayanlara daha çok alıştığımız için onlardan ayrılmak daha çetin ve daha külfetli oluyor. Mâziye dair alışkanlıklarımız bir anda sekteye uğruyor.
 
"Her Dem Yeniden Doğarız, Bizden Kim Usanası"
 
Trabzon'un sanat ve edebiyat camiasında yaprak dökümü devam ediyor. Trabzon'da karikatürün duayenlerinden Harun Yavruoğlu ve Hikmet Aksoy'un ardından,  yerel tarih ve edebiyat alanında birbirinden kıymetli eserler kaleme alan Hüseyin Albayrak'ı da kaybettik.
 
Hayatını çalışmakla ve üretmekle geçiren, yaşı seksene dayandığı hâlde yine de aşkla ve şevkle çalışan Hüseyin Albayrak, 8 Kasım 1942 tarihinde Trabzon'un en küçük ilçelerinden biri olan Dernekpazarı'nda, söz konusu ilçenin Çayırbaşı Köyü'nde  dünyaya gelmişti. Albayrak, 1961'de Trabzon İmam-Hatip Lisesi'ni bitirdikten sonra Trabzon Erkek Öğretmen Okulu fark derslerini vererek buradan  ilkokul öğretmeni olarak mezun olmuş, ardından da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'ni tamamlamıştı.
 
Hüseyin Albayrak, uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra Diyanet Yayınevi Müdürlüğü'nde bulunmuştu. Son olarak da, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Erzurum Palandöken Erkek Öğrenci Yurdu Müdürü iken, 1989'da kendi isteğiyle emekli olmuştu. Fakat o, emekli olduktan sonra örgün olmasa da yaygın olarak belki daha çok çalışmıştır. Kendince eksik gördüğü kalem sahalarında birbirinden kıymetli eserler vermiştir.

Teşkilâtçı bir insan olan ve üretmeyi çok seven merhum Hüseyin Albayrak; Trabzon Liselerinden Yetişenler Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı, Karadeniz Yazarlar Birliği Derneği, Çaykara - Dernekpazarı İlçeleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Trabzon Kanunî Vakfı, Trabzon İli ve İlçeleri Eğitim, Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı, Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), Trabzon Belediyesi Kültür Araştırma Kurulu, Avrasya Yazarlar Birliği Derneği üyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği Denetim Kurulu Başkanıydı. O; bahsi geçen bu kültür, sanat, edebiyat ve hemşehri derneklerinde ismen değil cismen de bulunmuş, elini taşın altına koyarak çok önemli hizmetlere vesile olmuştur.
Hüseyin Albayrak, Trabzon deyince akla gelen ilk isimlerden biriydi. O, kalemi eline alalı beri Trabzon üzerine yazıyordu. Bu şehir konusunda adeta ihtisaslaşmıştı. Trabzon’un tarihi, kültürü, medeniyeti, basını ondan soruluyordu. Trabzon konusunda sanki ayaklı bir kütüphaneydi. Kıt imkânlarla uzun yıllardan beri zengin bir kütüphane ve arşiv oluşturmuştu.
 
Azmine ve çalışkanlığına gıpta ettiğim aydınların başında gelirdi Trabzonlu eğitimci, araştırmacı-yazar Hüseyin Albayrak. O, ilerlemiş yaşına rağmen hep yeni şeyler ortaya koyma peşinde ve daima bir arayış içerisindeydi. Bir tarih, kültür, edebiyat ve medeniyet şehri olan Trabzon'un zengin geçmişini çok iyi bilirdi o. Trabzon'un  fethi, basını, edebiyatı, şiiri, siyasî geçmişi (milletvekilleri), diyaneti (hocaları), ilmî ve tarihî şahsiyetleri, kadim mekânları, kültür ve eğitim tarihi  üzerine yazmış olduğu birbirinden kıymetli 32 eseri vardı. Bu eserlerin bazıları birkaç cilt halindedir. Bunları da ayrı kabul edersek, yazdığı kitapların sayısı elliyi bulur. Yerel alanda bu kadar çok ve çeşitli eser yazmak her yiğidin harcı değildir.