Fenerbahçe bu sezon sadece rakiplerle değil, hakemlerin düdükleriyle de sahada.
Elde ettiği 19 puanın tamamı, evet, tamamı tartışmalı, şaibeli, hatalı hakem kararlarının bir sonucudur.
Sanki sahada bir değil, iki takım değil, üç takım var.
Fenerbahçe, rakibi ve hakem üçlüsü.
Bu sezon hakem hatalarıyla kazanılmış 19 puanı var çünkü.
Hepsi de hatalarla.
Hepsi de “jokersiz” oynayamayan bir takımın hikâyesiyle.
Penaltı jokeri, kırmızı kart jokeri, golü iptal jokeri…
Her hafta bir yenisi, her maç bir yenisi.
Nasıl mı?
Bakın maçlara; 1. Hafta- Göztepe maçı
Fenerbahçe’ye 1 penaltı verildi, rakibe 1 kırmızı kart.
Sezonun ilk haftasından itibaren sistem kurulmuş, düzen devreye sokulmuş adeta
Bu bir sinyaldi
Bu sezon Fenerbahçe’ye dokunulmayacak.
4. Hafta Fenerbahçe– Trabzonspor maçı.
Trabzonspor’un nizami golü verilmedi, bir de üstüne kırmızı kart verildi.
VAR sessiz, hakem kör, adalet sağır.
Trabzonspor’un alın teriyle kazandığı pozisyon, “sarı lacivert adalet”e kurban gitti.
5. Hafta – Fenerbahçe-Alanya maçı.
Yine Fenerbahçeye bonuslu bir penaltı, yine tartışmalı bir düdük.
Artık ezberledik.
Maç sıkıştı mı, pozisyon zorlaştı mı, hemen penaltı jokeri devreye giriyor.
6. Hafta Fenerbahçe– Kasımpaşa maçı
Rakip 10 kişi kalıyor.
Kırmızı kartla oyunun dengesi yine Fenerbahçe lehine döndürülüyor.
Zaten “eksik rakip”, bu sezonun en tanıdık manzarası.
7. Hafta – Fenerbahçe-Antalya maçı
Yine Fenerbahçe’ye bonuslu bir penaltı, yine lehine bir karar.
Hakemlerin refleksi otomatikleşmiş gibi.
Fenerbahçe ceza sahasında düşse penaltı, rakip düşse devam.
8. Hafta Samsun-Fenerbahçe maçı
Samsun’un golü iptal, penaltı verilmiyor, Samsunspor oyuncularına psikolojik baskı.
9. Hafta. Fenerbahçe- Karagümrük. Fenerbahçe lehine verilen bir penaltı, golü verilmeyen bir Karagümrük ve üstüne üstlük alakasız bir kırmızı kart.
Çünkü o da zaten bir alışkanlık.
Ama sistem öyle güzel işliyor ki, lehlerine olan kararlar hep “hata” diye geçiştiriliyor.
Ve sonuç
19 puan.
Ama neyle?
Hepsi hakem kararlarıyla, hepsi “bonuslarla.”
Her hafta aynı tablo
Bir penaltı, bir kırmızı kart, bir iptal edilen gol…
Yani her hafta bir “hakem jesti.
Futbolun güzelliği rekabettedir, adaletindedir.
Ama bu sezonun tablolarına baktığımızda, hakemlerin kararları rekabeti değil, tek bir takımın üstünlüğünü koruyor.
Diğer takımların emeği, mücadelesi, sahadaki alın teri; bir düdükle, bir VAR kararıyla yok sayılıyor.
Fenerbahçe sahada güçlü olabilir, ama hakem desteğiyle gelen puanların gölgesi, o gücü zayıflatır.
Çünkü futbol sadece kazanmak değil; adil kazanmak meselesidir.
Bugün Trabzonspor’un iptal edilen golü, yarın başka bir Anadolu takımının görmezden gelinen penaltısı…
Hepsi aynı senaryonun parçaları.
Kazanılan puanlar, kaybedilen güvenin üstünü örtemez.
Hakem hataları elbette futbolun bir parçasıdır ama burada hata değil, sistematik bir koruma kalkanı var.
Ve o kalkan, sadece bir takımı değil, bir adaletsizlik düzenini koruyor.
Fenerbahçe her hafta “hakem bonusu”yla sahaya çıkarken, diğer takımlar adeta “cezalı” oynuyor.
Bu tablo sadece puan tablosunu değil, Türk futbolunun inandırıcılığını da sarsıyor.
Unutmayalım
Düdük çalındığında değil, vicdan sustuğunda adalet kaybolur.
Bugün 19 puanla övünenler, yarın o 19 puanın vicdanlarda sıfır değerinde olduğunu görecekler.
Futbol, tarafların değil, adaletin oyunu olmalı.
Ama bu sezonun özeti maalesef şu
Bir takım oynuyor, hakemler koruyor, adalet seyrediyor.
Siz Trabzonspor’un 2011 şampiyonluk kupasını vermeden şampiyon olamayacaksınız.