Gazetelerin ilk versiyonunu haber mektupları oluşturmuştur. Savaşlarda karşı taraf hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler, uluslararası ticaret yapan tüccarlar, devlet ve din adamlarının hareketlerini merak eden kişiler, sanat haberi almak isteyen meraklılar bu mektuplara önem vermiş, onları alıp okumaya başlamışlardır. 

Bizde verrâk, müstensih (bugünkü fotokopiciler) dediğimiz insanların para kazanmak için yapmış oldukları eylemin benzerini Avrupa’daki kişiler haber mektupları vasıtasıyla yapmış, onları çoğaltıp satarak para kazanmış, bu durum da gazetenin ilk şeklini oluşturmuştur.  

Haber mektuplarına talebin artmasıyla 1609 yılında Almanya Starsburg’ta, yine aynı yıllarda Hollanda Ansver’de, 1622’de İngiltere’de, 1631’de Paris’te, 1640 yılında İtalya’da ilk gazeteler çıkmaya başlamıştır.

Osmanlılar özellikle savaşlarda haber almada ulak denilen ve hızları ile ünlenmiş Tatarlardan yararlanılmaktaydı. Hızlı Tatar tabiri onların haberleri hızlı bir şekilde götürmeleri nedeniyle ortaya çıkmıştı.

Osmanlı’nın son dönemlerinde her alanda olduğu gibi gazete çıkarmada da Fransızlar öncülük yapmaya, Osmanlı’da Fransızca gazete, dergi çıkarmaya başlamışlarıdır.  Mehmet Ali Paşa 1828 yılında Mısır’da Arapça ve Fransızca gazete çıkarmış, 1831 yılında da Osmanlı’da Takvim-i Vekayi adlı ilk resmî gazetemiz çıkmış daha sonra bunu özel gazeteler izlemiştir.

Bu şartlar incelendiğinde, Türkiye’de Türkçe çıkan ilk gazete (1831) ile Almanya’da 1609 yılında çıkan ilk gazete arasında 222 yıllık bir zaman dilimi vardır. Yine Türkiye’ye matbaanın gelişinden yaklaşık 103 yıl sonra gazete çıkmaya başlamıştır. Bu durumun birçok olumsuz etkilerini görmek mümkün olmuştur.

Gazetenin toplumlara çok büyük katkısı olmuştur. Avrupa’da ulus devletlerin ortaya çıkmasını tetikleyen matbaa ve matbaayı en iyi şekilde değerlendiren gazeteler olmuştur. Gazeteler ile ülkeleri hakkında çok hızlı şekilde bilgi alan insanlar, aynı ülkü, aynı hedef, aynı düşünce etrafında birleşmeye başlamışlardır.

Avrupa’daki diller gelişimlerini gazete üzerinden hızlandırmışlardır. Türkçe de gelişimini gazeteye borçludur. Gazete ile dil sadeleşmeye ve düz yazı şeklinde kendini göstermeye başlamıştır. Türkçe şiir dili bakımında çok gelişmiş olmasına rağmen düzyazı (nesir) alanında gelişmemişti. Şiir üst tabakaya aitti, halkın bunu anlamasının çok önemi yoktu, fakat gazete, halkın seviyesine inmek, ona kendini anlatmak zorundaydı. Halka kendini sattırmak, okutmak isteyen kişiler onun anlayacağı şekilde yazma mecburiyetindeydiler.

Bu durum Türkçenin önünü açmış, şiir dilindeki ağır, anlaşılmayan kelimeler terk edilerek gazeteci lisanı denilen bir tarzı doğurmuştu. İlk başlarda şiir diline alışkın olan yazarlar, Türkçeyi düz yazı şeklinde yazmada zorlanmışlar, bu nedenle önce eserlerini Fransızca yazmış, daha sona bunu Türkçeye çevirme yolunu seçmişlerdir. Mehmet Akif Ersoy Sebilüreşat’ta yazarken bu durumdan çok rahatsız olmuş, ben başkaları gibi önce Fransızca yazıp sonra onu Türkçeye çevirmeyeceğim, ben doğrudan Türkçe yazacağım diyerek bu alanda öncülük etiştir.  Akif’in şiir dilinin sade olmasında aynı zamanda gazetede yazmasının çok büyük etkisi olmuştur.

Ahmet Hamdi Tanpınar ise şair Abdülhakhamit’in dilinin ağır ve anlaşılmaz oluşunu Hamit’in gazetede yazmamasına bağlamış, gazetelerde yazan Şinasi, Namık Kemal gibi şairlerin dilinin Hamit’den farklı olmasını buna bağlamıştır.

Gazete bir mektep, bir ekol olmuş, bir milletin özellikle gençlerinin yetişmesinde öncülük etmiş, insanları hayata bağlayan en etkili araç olmuştur. Biz millet olarak okuma kültürünü gazeteden elde ettik. Türkiye’de bir nesil gazete ile yetişti, çoğu aydın kişiler gazete ile kendilerini geliştirdiler, gazetede yazan kişiler çok geniş alanlarda bilgi edinir oldular. Bu de yeni bir aydın tipini oluşturdu.

 Bir dönemler halkın kontrolü gazete üzerinden sağlandı, bugün dünyada beşinci kol faaliyeti diye adlandırılan durum ilk zamanlar gazete üzerinden gerçekleşmekteydi.

 Gazeteler vasıtasıyla bilgi daha hızlı yayılmış, bilgili olmak zenginlerin, hocaların tekelinden çıkarak halka inmiş, bilgili bir neslin yetişmesinin zeminini gazete oluşturmuştur.

Bugün basılı alandan çekilen ve gittikçe sanal aleme geçen gazete yine de dünyanın en önemli iletişim araçlarından birisi olmaya devam etmektedir.