Bazen insan, son gücüyle tutunmak ister hayata.

Yürekle, sabırla, umutla çabalar…
Bir şeyler değişsin diye
Birileri görsün diye
Bir yerlerde bir ışık yansın diye…
Ama sonra fark eder ki;
Bazı savaşlar tek başına kazanılamıyor.
Ve bazı yollar, sadece sen yürüdüğün sürece asla sona varmaz.

Ne kadar çabalarsan çabala,
Karşılığını bulamıyorsan bir yerde durmalısın artık.
Çünkü çaba dediğin şey, sadece eylem değildir.
Ruhunu, kalbini, zamanını verirsin…
Ve her seferinde karşılık bulamadığında yavaş yavaş tükenirsin bildiğin halde farkında bile olmak istemediğinden.
Bir çiçek gibi soldururlar seni;
Önce yapraklarından başlar,

Her birinde, sevgi, saygı, sadakat, sabır, samimiyet, saadet, maneviyat, emek, aşk, vefa olan yapraklarını tek tek koparırlar senden.
Sonra köküne iner, artık bütün sinir uçlarını kazırlar.

Her şey sadece senin çabanla ayakta duruyorsa, o şey zaten yıkılmaya mahkumdur.
Bir ilişki, bir dostluk, bir hayal, bir yol, adı her ne ise
Eğer sadece sen uğraşıyorsan,
Sadece senin gücünle, sabrınla, özverinle ayakta kalıyorsa, o bağ aslında çoktan kopmuş demektir.
Sen sadece bir enkazı ayakta tutmaya çalışıyorsun.
Ve her gün biraz daha o enkazın altına sürükleniyorsun.
Nefesin daralıyor,
Umudun kırılıyor ve yıpranıyor,
Ve ruhunun ışığı yavaşça sönüyor.

Bazen vazgeçmek gerek.
Çünkü vazgeçmek her zaman bir yenilgi değildir.
Kendine merhamet etmektir aslında…
“Ben de değerliyim” diyebilmektir.
Bir şeyleri oluruna bırakmak, kendini yeniden inşa etmeye karar vermektir.
Çünkü senin çabanla var olan bir düzen, sen yorulunca çöküyor işte böyle ister istemez
Ve çöktüğünde de ne yıkan ne de hiç kimse altında kaldığın taşları kaldırmak için çaba sarf etmiyor.

Ey güzel yürek…
Her şey için bu kadar çabaladığın için teşekkürler
Sevilmek için, anlaşılmak için, ve en önemlisi var olmak için sürekli bir mücadele içinde olduğun için.
Lakin, bazı insanlar seni sadece sustuğunda fark eder.
Bazı yollar ancak sen yürümekten vazgeçtiğinde sona erer.
Ve bazı kapılar, sen aramaktan yorulduğunda açılır.

Unutma,
Her çaba kutsal değildir.
Karşılıksız olanı kutsallaştırmak, yalnızca kendine zulmetmektir.
O yüzden bazen çekil kenara,
Sana uzanacak bir el var mı, bir ses var mı ona bir bak sen…
Yoksa bil ki sen, sadece sessiz bir savaşın içinde kayboluyorsun, kendine gelmelisin.

Evet, maalesef hayat çok kısa.
Ve sen yorulmak için değil sevilmek için, hissedilmek için, anlaşılmak için, değer görmek için geldin bu dünyaya.
Tıpkı bir çiçek gibi…
Işıkla, ilgiyle, sevgiyle büyümek için…
Unutma,
Kendini korumak da bir cesarettir.
Ve bazen en büyük zafer, sana ağır geleni geride bırakmaktır.

Sevgiyle kalın…