Bir tarafta “Mutlak butlan”, bir tarafta “Mutlak buhran”. Muhalefeti kendi içerisinde ayrı bir dertte, iktidar ise başka bir dertte gözüküyor. Oysa gerçek gündem ile ilgilenen yok. Veriler hep kâğıt üzerinde iyi gösterilse de sokaktaki vatandaşın hissettiği tablo rakamların anlattığından çok farklı gösteriyor.
Siyasi arenada yaşanan çekişmeler kavramların ve hukuki tartışmaların gölgesinde kalıyor. Muhalefet parti içi çekişmelerle uğraşırken iktidar ise farklı bir sıkışmışlığın içerisinde kıvranıyor. Diğer partiler ise sadece seçimden seçime ses çıkarır oldu.
Oysa ortada göz ardı edilemeyecek bir gerçek var. Allah aşkına toplumun gerçek sıkıntılarıyla ilgilenen var mı? Ekonomi cephesi her geçen gün daha iyiye gidiyor diye haberler pompalarken çarşı pazarda etkisi tam tersine görülmüyor mu? Geçen yıl aldığınız bir hizmet veya malı bu yıl iki üç katı zamsız alabilen oluyor mu?
Pazara çıkan, markete uğrayan, faturalarını ödemeye çalışan ve asgari ücretlinin yaşadığı gerçeklikleri gören, duyan, ya da çare olmaya çalışan bir devlet yetkilisi var mı? “Büyüme” dedikleri şey nasıl bir şey acaba? Anlatılanlarla sahada yaşanılanlar taban tabana zıt maalesef!
Ana muhalefet iktidarın yanlışlarını göstermek yerine kendi iç kavgasına odaklanmış durumda. Sabah akşam “Mutlak butlan”, “Ekrem İmamoğlu” ve “Kurultay” konularından başka bir gündemleri var mı? İktidar ise sorunların kaynağını görmekten ziyade günü kurtarmanın derdinde değil mi?
İnanın bu ortamda vatandaş kimin haklı kimin haksız kavgasından ziyade, bir an önce cebine ve sofrasına dokunacak çözümler bekliyor. Emeklisi, emekli memuru, asgari ücretlisi, öğrencisi özellikle enflasyonla boğuşurken gündemde konuşulan televizyon dizilerindeki aşk üçgenleri ya da spor dünyasındaki hatalı pozisyonlar bu ülkenin gündemi olmamalı.
Tamam, etrafımızda ateşten bir çember, depremde yıkılmış 11 ilimiz, dünya çapında bizi de etkileyen bir enflasyon var fakat bu durum maalesef herkesi aynı şekilde etkilemiyor. Zaman geçtikçe zenginin daha zengin, fakirin daha çok fakir olduğu konum hiç değişmiyor.
Seçmene ve özellikle en alt tabakaya sabırdan başka şeyler de vaat edilmeli. Artık kimse laf kalabalığına, hamasi nutuklara ya da günü kurtaran pansuman çözümlere inanmıyor. Vatandaş, kimin haklı kimin haksız kavgasını değil, buzdolabıyla sofrasını ve cebini dolduracak çareyi bekliyor.
Eğer siyaset kendi gündeminde ısrar edip halkın gündemini görmezden gelmeye devam ederse, sandık günü geldiğinde millet son sözü söyleyecektir. O söz de ne “Mutlak butlan” tanır, ne de “Mutlak buhran” yalnızca mutlak gerçeği haykırır. Anadolu’yu arkanıza alıp dünyaya meydan okumak istiyorsanız bu mutlak gerçeğe kulak kabartmalısınız. Trabzon’dan görünen budur, benden söylemesi.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum. Deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, görmezden gelmeyin, görmezden gelinmesine izin vermeyin. Çünkü unutmak, en büyük ihanettir. Sağlıcakla kalın.