Hem yazıma girizgah olsun hem de konumuza ışık tutsun diye tarihten bir anekdot ile yazıma başlamayı uygun buldum.
 
Anekdotun sahne aldığı devir Osmanlı devri!.. Bu günlerde hiçte yabancı olmadığımız bir dönem. Nereyi açsanız bir Osmanlı filmi, dizisi yada tartışmasına rastlamak mümkün..Neyse konuyu daha fazla dağıtmadan geçiyorum anekdota.
 
Osmanlı döneminde Trabzon'a bir vali tayin ediliyor, zamanın Sancakbeyi. Yeni Vali görev mahalline gitmeden selefinden ( önceki validen) şehir ve insanı hakkında bilgi alır.
Eski vali; şehir mütevazi gelirleri olan halkı da zor geçinir haldedir’’ diyerek sözlerine başlar. Ticaretinin Erzurum üzerinden yapıldığı yıllar, fındık geliri kifayetsiz, ayrıca para etmiyor, yeterince tanınmış bir ürün değil, henüz ihracatın bilinmediği yıllar, çay henüz evlere girmemiş, çok sonra keşfedilecek. Ezcümle eski vali yerine gelecek yeni valiye çizdiği sefil tablodan sonra Bu koşullardan daha zoru var; ‘’insanı kibir de ve kendini beğenmişlikte en önde yetenek ve beceride de bir o kadar geridedir’’ diyerek sözlerini sonlandırır.
Hikaye doğru mudur bilinmez ama bir Trabzonlu olarak, Yıllarını gurbette tüketmiş, birçok hemşeri derneğinde görev almış biri olarak çokta haksız bulmadığımı söylemek isterim
Peki ben neden yazıma böyle bir giriş yaptım derseniz  anlatayım. Takım olarak aldığımız kötü sonuçlar, Yaşanan sportif ve idari kriz, Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde her kafadan ayrı bir muhalif ses çıkması vali beyin sözleri getirdi aklıma. Şunu da not düşeyim, bende Trabzonluyum sizden ne bir fazlayım nede bir eksik.
Velhasıl işimiz zor bizim. Birleşip kısa yoldan başarıya ulaşmak varken, hasbelkader başarıların arkasında küçük menfaat grupları ile yol alabiliyoruz. O da menfaatler örtüşmediğinde iki dakikada paramparça olup yerini kaosa bırakıveriyor.
 
Neyse; benden önceki nice insanlar gibi benimde düzeltemeyeceğim meseleler bunlar belli, meramımı dile getirip geçiyorum maça;
 
Öncelikle ilk onbirleri görünce nutkum tutuldu desem yeridir. Ihsan hoca Sağ Bek menşeli Kamil Ahmet'i sol beke, Sağ Bek Joa Pereira'yi orta sahaya, daha çok alternatif forvet olarak görmeye alıştığımız Ekuban'ı en uca, Nwakaeme'nin yerini sol açığa da Djaniny yerleştirdiğini gördük.. velhasıl hem oyuncular, hem yerleri bir hayli değiştirilmiş.
Hocanın oyuncu ve mevki seçimlerinden dolayı yaşadığımız şaşkınlık Trabzonsporlu oyuncuların üst düzey azmi ile Djaniny'nin kaçırdığı %100'lük iki pozisyon ile yerini acaba hocaya haksızlık mi ettik duygusuna bıraktı. İlk yarının sonlarına doğru Pereira'nin kaçırdığı golü de sayarsak beklentilerimizin üzerinde bir oyun gördük diyebiliriz.
 
Oyuncu seçimlerinden İlk yari rakibi durdurup İkinci yarı kenardaki etkili oyuncularını oyuna dahil edip vuracağını zannedenleri İhsan hoca yanılttı ve aynı kadroyu sahaya sürdü. İlk 10 dakika yenilen bir gol ve sakatlanan Abdülkadir Ömür ile TS açısından hiç iyi bir başlangıç olmadı. Geri düşüşün üzerinden henüz 3 dakika geçmişti ki Serkan Asan'ın asistinde Afobe golü buldu ve belki de yaşanacak bir kaosun önüne geçti. Golün sonrasında çok istekli olmayan bir Alanyaspor, iyi mücadele eden ve rakibe alan bırakmayan bir Trabzonspor gördük.
Aslında ayağımıza gelen birkaç pozisyonu değerlendirebilsek galip bile gelebileceğimiz bir maç geride kaldı.
 
En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir sözünden de anlaşılacağı üzere belirsizlikler çok tehlikelidir. Bu sebeple hoca belirsizliği olan böyle bir günde beraberlik iyidir diyerek sizleri Allah’a emanet ediyorum.
Galibiyetlerde görüşmek üzere…