Atatürk’ün yapmış olduğu inkılapların en zoru, en çılgını ve belki de uygulanması en zor olanı Harf İnkılabı olmuştur. Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasa ile Türkçenin Arap ve Fars kültüründen ve onun baskısından uzaklaşması, insanımızın ve kültürümüzün Batı ile daha hızlı bütünleşmesi amaçlanmış, yazımı oldukça zor olan Arap alfabesi yerine 29 harfli Latin Alfabesi tercih edilmiştir. Böylece halkta okuma yazma oranının hızlı bir şekilde artırılması amaçlanmıştır.

Halka yeni alfabeyi tanıtmak ve okuryazar oranını artırmak amacı ile 1 Ocak 1929 yılında yaşları 16 ile 40 yaş arasında olan vatandaşların devam etmesi şartıyla   Millet Mektepleri açılmıştır. Bu amaçla İstanbul’da 2655 millet dershanesi açılırken bunlara 104.458 öğrenci kaydedilmiştir. Türkiye genelinde o dönem bu okullara 856 bin kişinin kaydedildiği söylenmektedir. Türkiye nüfusunun o dönemlerde 13 milyon civarlarında olduğunu ve halkın büyük çoğunluğunun köylerde yaşadığını düşünürsek bu sayının oldukça yüksek bir rakam olduğu, Atatürk ve arkadaşlarının bunu başarmak için çok büyük emekler sarf ettikleri görülmektedir.

Yabancı milletler Latin Alfabesine geçişin çok zor olacağı, halkta büyük bir direncin oluşacağı ve Türkiye’nin bunu başarmada sorun yaşayacağı beklentisi içinde olmuştu. Hükumet ise harf inkılabını başarı ile uygulamak istiyor, halkın bu konuda göstereceği tepkilere büyük bir hassasiyet gösteriyordu.

Yazı devriminin olduğu zamanlarda İstanbul’da bir Amerikan Gazetecisinin başından geçen olay Amerikan elçiliğince Washington’a şöyle rapor edilmişti: 1928 yılı ağustos ayında, Trabzon yöresine kar yağmıştı. AssociatedPress’ in İstanbul muhabiri Amerikalı kadın gazeteci MissPriscilla, 22 Ağustos günlü bir telgrafta olayı gazetesine ‘Ankara ve İstanbul en sıcak yaz günlerini yaşarken, Trabzon yöresine inanılmaz biçimde kar yağışı dün de sürdü. Kar kalınlığı Gümüşhane yaylasında 19 inçe (48 cm) ulaştı.  İki çoban daha sürüleriyle birlikte donarak öldü. Türk tarihinde ilk kez ağustos ayında kar yağışı, tutucu ve bağnaz Trabzonlularca kutsal Kuran alfabesinin atılmasına karşı Allah’ın gazabı gibi yorumlandı. Trabzon camileri, kar yağışının durması, sıcaklığın yükselmesi için gece gündüz dua edenlerle dolup taşıyor’ şeklinde duyurmuştu. Bu telgraf yüzünden Amerikalı gazeteci İstanbul polisi tarafından uzun uzun sorguya çekilmiştir.

Sorgulama neticesinde Amerikalı gazetecinin kar yağışının, tutucu ve bağnaz Trabzonlularca kutsal Kuran alfabesinin atılmasına karşı Allah’ın gazabı gibi yorumlandı, cümlesinin Türk yetkililerce Trabzonlular Arap alfabesinin değiştirilmemesi için gece gündüz camilerde dua ettikleri şeklinde yanlış çeviri yapıldığı, Trabzonluların yani Türklerin bir kısmının Latin alfabesine karşı geliyor gösterilerek dünyaya yanlış bilgi verildiği, bu nedenle gazetecinin sorguya alındığı ifade edilmektedir.  Bilal Şimşir’in Türk Devrimi Üzerine İncelemeler adlı kitabında anlattığı bu olayda o dönemde Latin alfabesine geçişte bu tarz küçük sorunların yaşandığı anlatılmaktadır.

Yanlış çeviri yapılmasının yanında 1928 ağustos ayında Trabzon ve çevresine 50 cm’lik kar yağması ve Gümüşhane yaylasında sürüleriyle birlikte iki çobanın donarak ölmesi ilginç bir olay olarak görülmektedir.