Evimin camından bakınca o şah eseri görüyorum. O zarafeti, o asaleti, o ihtişamı görüyorum. Sabah işe giderken Bahçecik yokuşundan süzülüyorum Silueti karşılıyor beni…
Trabzon’un yeni gözbebeği, üç kubbesi ve dört minaresiyle gökyüzüne açılan dualar gibi yükseliyor.
Erdoğdu’dan, Boztepe’den, Akçaabat sahilinden, Bostancı’dan
Yoroz Burnu’ndan, denizden, hatta uçaktan bakınca bile görüyorsunuz onu…
İşyerinde odamdan bakınca bile o muhteşem eseri görüyorum gün boyu.
Trabzon’un gönlündeki yerini çoktan almış.
İşte bu muazzam eserin adı: Hanife Hatun Camii.
Ve bu eserin mimarı; Türkiye’yi inşa eden adam: Erdoğan Bayraktar.
Bu sadece bir cami değil.
Bu, bir inancın, bir vizyonun, bir hizmet sevdasının taşla, mermerle, kubbeyle vücut bulmuş halidir.
Bu eser, Selimiye’nin mimari zarafetini Karadeniz’in yüreğine taşıyan bir medeniyet şahididir.
Ve bu eser, ustalık dönemini yaşayan bir adamın; gönlüyle, yüreğiyle ve imanıyla yaptığı bir duadır adeta…
Mimariden manaya, taşta, mermerde, kubbede yükselen bir dua
Evet, Edirne’deki Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimine Camisine Trabzon’da kardeş getiren eserin sahibidir Erdoğan Bayraktar
Kâğıt üstünde belki bir mühendis, bir yönetici, bir siyasetçi
Ama hakikatte, bu ülkenin taşına toprağına sevdalı bir adamdır.
TOKİ’yi sadece konut yapan bir kurum olmaktan çıkarıp, bir medeniyet inşa merkezine dönüştüren kişidir.
Yok, hükmünde olan bir kurumdan, yüz binlerce insanı ev sahibi yapan dev bir yapıya geçişin mimarıdır.
Bakanlığı döneminde o dönemin başbakanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a her gün birden fazla açılış yaptıran adamdı.
Her gün birden fazla konutun açılış kurdelesini kestiren adamdır.
Erdoğan Bayraktar gıdasını yiyeceklerden değil çalışmaktan, üretmekten alır.
Ve bugün, bu millete sadece beton değil, umut dağıtan; sadece binalar değil, yarın inşa eden bir adanmışlık öyküsüdür Erdoğan Bayraktar.
Merhume annesinin adını taşıyan Hanife Hatun Camii, onun ömrünü adamış olduğu hizmetin nişanesidir.
Bu bir inşa değil sadece, bir irade göstergesidir.
Bu, Türkiye’nin şehircilik tarihine altın harflerle yazılacak bir izdir.
Selimiye’nin gölgesinde büyüyen bir çocuk, bugün Selimiye’ye kardeş bir eserle Trabzon’a damgasını vuruyor.
Trabzon’un yükseklerinden görülen bu şah eser, aynı zamanda Erdoğan Bayraktar’ın bu şehre ve bu millete olan sadakatinin simgesidir.
Öyle herkesin nasibi değildir böyle bir camiyi yapmak,
Her kulun kısmetine düşmez böyle bir eserin gölgesinde anılmak,
Ama Erdoğan Bayraktar’a nasip oldu.
Çünkü o, alnının terini toprağa, taşlara ve dualara emanet eden bir adamdır.
Bu yüce eserin Trabzon’un en hâkim noktasına yerleştirilmesinde büyük emeği geçen
önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’na da teşekkürü borç biliyoruz.
Ve cami derneğinin kuruluşuna izin verdiği için merkez valiliğine çekilen ve artık aramızda olmayan merhum Vali Yücel Yavuz’a rahmet diliyorum.
Makamı âli, mekânı cennet olsun.
Trabzon bugün minarelerin gölgesinde huzurla uyuyorsa, bunda Erdoğan Bayraktar gibi bir adamın katkısı büyüktür.
Allah ondan razı olsun.
Bu ülkeye, bu millete, bu şehre hizmet eden yürekleri, yaptıkları eserlerle yücelten yüce Allah’a hamdolsun.
Ve tekrar tekrar diyorum;
Trabzon adına çok ama çok mutluyum.
Çünkü biz, gözümüzü nereye çevirsek, dualarla yükselen bir nişane görüyoruz.
Ve bu nişaneyi diken eli hiç unutmayacağız.