Trabzonspor’un 1975-1984 yılları arasında kazandığı toplam altı lig şampiyonluğu ve daha sonra kazanılanı 2021-22 Süper lig şampiyonluğu (7.şampiyonluk) Türkiye futbol tarihinin en parlak ve etkileyici dönemlerini temsil etmektedir. Bu başarılara ilişkin sezonlara göre elde edilen veriler, savunma ve hücum anlamında dengeli ve istikrarlı bir performans sergilediğini ortaya koymaktadır.

İstatistikler özelinde bakıldığında, 1976-77 sezonu öne çıkan en yüksek puan (43), en yüksek gol farkı (+44) ile Trabzonspor’un zirvede olduğunu göstermektedir. Bu sezon, takımın hücumda güçlü olduğu kadar savunmada da üstün bir performans sergilediğini kanıtlamaktadır. Düşük gol yeme oranları ve yüksek puan toplamı, özellikle defansif disiplin ve takım savunmasının önemli olduğunu işaret eder.

1978-1980 sezonları ise, takımın güçlü defans yapısını ve ofansif düzenini ortaya koymaktadır. Bu sezonlar, toplam gol yeme oranlarının oldukça düşük olması (7-11 gol) ve toplam golün de 34-39 aralığında kalmasıyla, Trabzonspor’un hem ofansif futbolda, hem de defansif futbolda "denge" yakaladığının göstergesidir. Bu da, takımın o dönemki yapılanmasının, disiplinli ve sağlam bir savunma prensibi üzerine kurulduğunu düşündürmektedir.

İstatistikler aynı zamanda, gol atma ve gol yeme arasındaki ilişki ve sezonlara göre değişiklikleri göstermektedir. Örneğin, 2021-22 sezonu, toplamda 81 gol atarken, 36 gol yenmiştir ve bu da rakipler karşısında hem ofansif hem de defansif futbol açısından üstün bir sezon yaşandığını gösterir. Ayrıca, bu sezon şampiyonlukla sonuçlanmış ve 38 yıl aradan sonra Trabzonspor’un en yüksek puan toplamına ulaşarak, yeniden Türkiye futbolunun en zirvesine çıkmasını sağlamıştır.

Türk oyuncuların katkıları ise, özellikle 1970 ve 1980 arası yılları boyunca takımın temel taşlarını teşkil etmiştir. Necmi Perekli, Sinan Ünal, Ali Kemal Denizci ve Şenol Güneş gibi isimlerin gol katkıları ve saha içi liderlikleri, takımın başarılarının önemli etkenleri olmuştur. Bu oyuncuların performansları, kulüp tarihiyle bütünleşmiş ve Trabzonspor ruhunun oluşmasında kilit rol oynamıştır.

Trabzonspor’un şampiyonluk yıllarında elde ettiği istatistikler, takımın ofansif ve defansif disiplinler konusunda yüksek standartlarda olduğunu ve bu başarıların, Türk futbol kültürü ve yerli oyuncu potansiyeliyle doğrudan ilintili olduğunu göstermektedir. Bu başarılar, hem takım kalitesi hem de Türk futbolcusunun gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.

•Necmi Perekli : 21 gol
•Sinan Ünal : 13 gol
•Ali Kemal Denizci : 11 gol
• Sinan Ünal : 13 gol
•Hat-trick yapan futbolcular : Sinan Ünal (1981) ve Tuncay Soyak (1981)
•Türk oyuncuların katkıları : Özellikle bu dönemde Necmi Perekli, A.Kemal Denizci, Şenol Güneş ve Sinan Ünal bu başarıların temel taşları olmuştur.

Trabzonspor, 1976'dan başlayarak, özellikle 1976-77 ve 1978-79 sezonlarında gösterdiği performansla hem hücum hem savunma anlamında güçlü. Bu sezonlarda şampiyonluğa ulaşmış. Türk oyuncuların katkıları, özellikle Necmi Perekli ve Sinan Ünal gibi isimler ile öne çıkıyor.

Yukarıda ifade edilen, “Trabzonspor ruhu” ve Türk futbolundaki yerli oyuncuların önemi konusundaki vurgu, bu başarıların sürdürülebilirliğinin ve köklü spor anlayışının temelini oluşturmaktadır. Yabancı oyuncuların son dönemlerde artması ve geleneksel “Türk ve Trabzonlu oyuncu” anlayışından uzaklaşılarak yapılan yorumlar, kulüp ve Türk futbolu için ciddi rekabet ve kimlik kaybı endişelerini beraberinde getirmektedir.
Trabzonspor’un şampiyonluk dönemleri, sadece istatistiksel ve teknik yönden değil, kültürel ve ruhsal açıdan da Türk futbolunun gelişim ve güçlenmesinin temel taşlarıdır. Bu başarılar, Türk futbolunun toplam kalitesine ve içindeki yerli değerlerin gücüne yaptığı en büyük katkıdır. Kulüp ve milli seviyede daha sürdürülebilir ve özüne uygun bir yapının inşası, bu başarıların devamlılığı açısından çok önemlidir.
Ayrıca Trabzonspor’u “Karadeniz Fırtınası” yapan değerlere Teknik Direktörlük yapan Ahmet Suat ÖZYAZICI ve Özkan SÜMER hocalarımıza Allahtan rahmet diliyorum. Bu fırtınanın başında onlar vardı, onlar başlattı ve hala dinmeden devam ediyor.
Yukarıdaki istatistiki tablolar incelendiğinde; analizleri anlamak isteyenler için her şey tüm açıklığıyla ortadadır. Bu tablolar ve analizler ışığında düşünürsek, Türk ve özellikle Trabzonlu futbolcuların oluşturduğu “Trabzonsporluluk ruhu” içi boş bir kavram değildir. Durumu detaylarıyla düşünüp, iyi değerlendirmekte yarar var.
2025-26 sezonunun ilk müsabakası olan Kocaelispor ve 2. Hafta müsabakası olan Kasımpaşa maçlarının maç kadrolarına baktığımızda, her iki maçta da değişmeyen tek şey yabancı ve Türk oyuncu sayılarıydı. Her iki maçta da ilk on birde 3 Türk, 8 yabancı, yedeklerde 5 Türk, 5 yabancı. Toplam 21 futbolcunun 13 tanesi yabancı, 8 tanesi Türk. Bu durumun sezonun bütün haftalarında aynı şekilde devam edeceğini sanıyorum. İnsan düşünmeden, hatta sesli düşünmeden kendini alamıyor. Lütfen tepkimi anlayışla karşılayın, Klavye beni zorluyor, ellerim yazmadan duramıyor ve yazıyorum. BÖYLE TRABZONSPOR RUHU OLMAZ, BÖYLE TÜRK FUTBOLU HİÇ OLAMAZ!