Trabzon’da meydana gelen doğal afetlere pencere açtığımız mazideki Trabzon sayfamızda, sıra sel afetine geldi.

Trabzon’da meydana gelen doğal afetlere pencere açtığımız Mazideki Trabzon sayfamızda, sıra sel afetine geldi. Malum, Doğu Karadeniz ve özelinde Trabzon ilinde afet denilince ilk akla gelen heyelan ve sel afetidir. Bazen tek tek meydana gelir, bazen de ikisi birden can yakar. Ama hepsinin ortak özelliği aşırı ve sürekli yağışlardan sonra veya sıcakların birden basmasıyla eriyen kar suları ile ortaya çıkarlar.  Bu yüzden yağışı ve eğimi bol arazilere sahip olan Trabzon’da en fazla can ve mal kayıpları bu iki afette ortaya çıkmaktadır.
Başından beri hep söylüyoruz. Sel ve taşkınlar aslında doğal olaylardır. Ancak bunların afete dönüşmesi çoğunlukla insan kusurundan kaynaklanmaktadır. Bu arada milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un bir şiiri aklımıza geliyor:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
Tarihi,  tekerrür diye tarif ediyorlar.
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Bizim afet serüvenimiz de işte böyle bir şeydir. Geçmişte olan sel, deprem veya heyelan gibi olaylara hep geçmiş olaylar olarak bakarız. Tarihte olan afetlerden ders çıkarmayız, tedbir almayız. Hani, doğanın inadına inadına iş yaparız. Sonuç:Kaybettiğimiz milyonlarca lira yanında ciğerimizi yakan binlerce can kaybı… 
Trabzon’un en büyük akarsularından olan Değirmendere’de bu şehirde can ve mal kaybına neden olan en önemli sularımızdan birisidir. Nitekim yaptığımız arşiv taramasında aşağıdaki olaylar kayıtlarda yer almıştır.

1930’DA 2 KİŞİ ÖLDÜ
1930 tarihinde Trabzon vilayetinden İçişleri Bakanlığına çekilen telgraftaki bilgilere göre 08.07.1930 tarihinde yağan şiddetli yağmurdan, Erzurum yolunun 16-24 kilometreleri,  sellerin getirdiği taş ve toprakla dolmuş, bir köprü tamamen, bir köprü kısmen yıkılmış, bir kısmı da yol üzerine uçmuştur. Yol 3-4 gün ulaşıma kapanmıştır.
Bu sahada yağmur ve sellerden 30 kilometre kare bir alan hasara uğramış, tarlaların içlerinde dereler meydana gelmiştir. Mataracı mevkiinde 1 göz hane, 3 dükkân, 1 değirmen ve 1 ev yıkılmış, 2 kişi ölmüş ve 2 hayvan boğulmuştur.

1933 DEĞİRMENDERE SELİ

26.04.1933 tarihinde Değirmendere tekrar taşmış, Trabzon ile Maçka ilçesinde bazı köprüler ve telefon direkleri yıkılmıştır. Maçka ile haberleşme kesilmiştir. Konu ile ilgili Trabzon Valiliği’nin İçişleri Bakanlığına çektiği telgrafta konu şöyle anlatılmaktadır.

“İki günden beri dere kabarmaktadır. Trabzon’un doğusunda denize dökülen mansap ağzında ve Sürmene yolu üzerindeki kagir köprü suları almayarak şehre doğru taşmaktadır. O civarda bir iki küçük dükkan ile askeriyeye ait ahşap depo, Trabzon-Erzurum yolu üzerinde önemli tahribat yapmış, On birinci kilometre yolu tamamen tahrip etmiş ve ulaşım kesilmiştir.

RESİM: 1930’lu Yıllarda Yaşanan Sellerde Sular Değirmendere Köprüsünü Neredeyse Aşmış

26.04.1933 çarşamba günü yağmurların tesiri ile dağlarda mevcut karların erimesinden ve derelerin tuğyanından dolayı sular kasabada Halil oğlu İsmail efendiye ait bir oda ile Mataracı Mevkiinde Kocalaroğlu İzzet, Eyüp oğlu Kuloğlu Safer ağalara ait hanları su almıştır.”

Yine Değirmendere selinin yerel basına yansıması şu şekilde olmuştur:

“Üç dört gün evvel esen kıble rüzgârları dağdaki karları eritmiş ve dün gece de yağan yağmurlarla büyük bir sel gelerek Değirmendere yatağından taşmıştır. Sularla birçok enkaz da gelmektedir. Söylendiğine göre bu sel Hoşoğlan değirmenlerini almıştır. Sular şehir tarafındaki tarlalar ve çayırlar ortasından akmaktadır. Halk yoldan araba ve kamyonetlerle geçmektedir.”

1936 SELİNDE YOLAR KAPANDI

Yine Yeniyol gazetesinde 1936 Eylül ayında başka bir haber;

“Sellerden dereler taştı, köprüler yıkıldı ilçelerde daha fazla tahribat varmış” başlığı altında şu bilgilere yer verilmiştir;

“On gün evvel başlayan yağmur kısa fasılalarla devam ediyor. Seller olmuş dereler taşmış bir evle birkaç mağazayı su basmıştır. Ayrıca Değirmendere’sinin getirdiği odunları toplayan bir kadını sular almıştır.  Maçka Deresi boyunca Mataracı semtleri boyunca tahribat fazladır. Yeniyol gazetesi konuyla ilgili bir gün sonra şu malumatları vermektedir:

“Dün gece dört beş saat içinde gökte ne kadar yağmur varsa hepsi boşandı. Öyle bir boşanış ki dereler taştı, vadiler sele karıştı, seller köprüleri yıktı, yolları geçilmez hale soktu. Trabzon’un üç kazası ile olan bağı çözüldü. Ne Maçka’ya, ne Sürmene’ye ne Pulathana’ya Akçaabat’a gidip gelmenin imkânı kaldı. Kopan ağaçlar, yıkılan telgraf, elektrik tellerinde muhabere ve aydınlık yok oldu. Trabzon ve Akçaabat karanlıklara gömüldü.

RESİM: Değirmendere’nin bazı aylar suyunun azalması sizi yanıltmasın.

Değirmendere köprüsünün üç gözünden sel bir karış aşağıdan dehşetle akıyor. Nerede ise köprüyü aşacak ve köprüyü önüne katıp sürecek gibi. Nemlizadelerin geniş çayırlığı bir göl halini almış, köprünün bu yan ki yüzünde birkaç dükkânı birbirine karıştırmış, ta un fabrikalarının, fındık mağazalarının, Tvazcıoğlunun gazinosu bütün bu saha sel altında kalmış, koca bir saha kıpkırmızı çamurlu su deryası içinde kalmış.

1948’DE 2 KİŞİ ÖLDÜ

1948 yılı Nisan ayında karların erimeye başlaması ile yine sel hadisesi olmuş, Maçka ilçesinin Meryemana köylerinden 1 kadın ve 1 büyükbaş hayvan sele kapılarak vefat etmiştir. Yine Değirmendere’nin Hamsiköy kolu üzerinde bir köprüden geçmekte olan 14 yaşlarında 1 erkek çocuğu sele kapılmıştır.

Resim: Değirmendere Hacı Mehmet civarı

1959’DA VADİ SU İLE DOLDU

 Değirmendere rahat durmamış, 1959 senesinde de taşmış ve Kalkınma Mahallesi ile Sülüklü Mezarlığı arası tamamen sular altında kalmış, birkaç gün kimsenin sandal olmaksızın karşıdan karşıya geçemediği yöre sakinlerince ifade edilmiştir. O günkü Halk gazetesine yansıyan bilgiye göre Değirmendere’nin sol tarafındaki 300 metre genişliğindeki alan tamamen sular altında kalmıştır. Hatta civar tamamen sular altında kaldığı için Karayolları işçi ve memurları daireye gidememiş, daire mecburen tatil yapmıştır.
Bakın 1959 senesinde Değirmendere’nin o bölgesinde yerleşim yoktur. O yıllarda dere yatağı geniştir. Bu gün o bölgeyi daraltıp sanayi tesisleri ile doldurduk.

Aynı selin bugün yaşanması halinde neler olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Trabzon Büyükşehir Belediyesinin yeni başkanı olan Av. Ahmet Metin Genç’in, “Sanayi sitelerini taşıyacağım” sözüne bir de buradan bakmak lazımdır. Zira bizim sanayi sitelerimiz çoğunlukla dere yatağında konumlandırılmıştır.  Afete dirençli şehir için bu düşünceyi desteklememek mümkün değildir.

1990 YILINDA ÇOK CAN YAKTI

1990 senesi, Trabzon’da selin çok can yaktığı bir yıl olmuştur. Değirmendere’de 23 yıllık gözlem sonucunda maksimum debi 224 m3/sn olarak tespit edilmiştir. Sel olayının oluştuğu 20 Haziran 1990 günü dere debisinin 1000 m3/sn’nin üzerinde olduğu görülmüştür. Bu rakam olaydan önceki 23 yıllık ölçümün yaklaşık 5 katı bir değeri göstermektedir.

Değirmendere yatağını son 90 senede biz neredeyse beş kat küçülttük. Bu gün derenin suyu beş kat artarsa neler olur? Kaç cana mal olur? Hesaplamak kolay değildir.1990 yılında meydana gelen selde Trabzon’da 53 kişi sel sularına karışarakhayattan koptu. Ancak bu ölümlerin kaçından Değirmendere sorumludur. Bir malumatımız bulunmamaktadır.

1993’DE LİSE SU ALTINDA KALDI

19.04.1993 tarihinde Trabzon ve çevresinde yağan şiddetli yağmurlar şehrin muhtelif yerlerinde taşkına sebebiyet vermiştir. Maçka ilçesinde dere yatağında inşa edilmiş olan İmam Hatip Lisesi, su altında kalarak öğretmen ve öğrencilerin bir müddet okulda mahsur kalmasına neden olmuştur. Bunun dışında Sera Gölü deresinin bendi patlamış ve çevresinde bulunan 100’ün üzerindeki serayı ve hayvanları denize sürüklemiştir. Taşkın nedeniyle Araklı’da 1, Değirmendere üzerinde 3 köprü yıkılmıştır.