Transfer sezonunun son gününde Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a transferi milyonlarca Trabzonspor taraftarını şoke etti.

Transferin son gününde ulusal televizyonlar seçim sonuçları verir gibi transfer haberleri saniye saniye verirken Trabzonspor taraftarlarının gecenin yarısında Mehmet Ali Yılmaz tesislerine akın edip oturma eyleminde bulunarak yönetimi istifaya davet etmesi adeta siz ne yapıyorsunuz haykırışıydı.

Trabzonspor yönetimi öyle bir transfere imza attı ki, bu karar yıllarca unutulmayacak bir ihanet gibi hafızalara kazınacak.
Uğurcan Çakır’ın satılması, yalnızca bir kalecinin gönderilmesi değildir.

Uğurcan, Trabzonspor’un ruhudur,

Trabzonspor’un yarısıdır,

Trabzonspor’un simgesidir.

O gidince yalnızca bir oyuncu değil, Trabzonspor’un kalbi de sökülmüş

Trabzonspor’un beyni satılmış oldu.

Kalpsiz ve beyinsiz bir takımdan ne başarı beklenir ki

33 milyon euro bonservis ve 3 milyon euro şartlı bonus masalıyla süslenen bu transfer, aslında 27 milyon euroluk bir satıştan ibarettir.

Yönetim, rakamları şişirerek taraftarın tepkisini azaltabileceğini sanıyorsa büyük yanılgı içerisindedir.

Trabzonspor taraftarı kandırılamaz.

Bu şehir, doğrularla yüzleşmek ister.

Başkan Ertuğrul Doğan’a soruyorum:
Bu satışı nasıl açıklayacaksınız?

Uğurcan’ın satılmasını hangi mantıkla savunacaksınız?

Hangi kaleciyi alacaksınız, kaç milyon euroyla alacaksınız?

Kayserispor’un kalecisi Bilal Beyazıt, Uğurcan’ın yerini tutar mı?

Asla

Yarın sahada alınacak kötü sonuçlarda “Doğan istifa!” sesleri kulaklarınızı çınlattığında, bu kararın vebalini nasıl taşıyacaksınız?

Evet Trabzonspor için asıl zor süreç şimdi başlıyor.

Uğurcan Çakır gibi bir değerin satılmasının izahı yoktur

Milli takım kalecisini satmak ne anlama geliyor

Trabzonspor’un şampiyonluk iddiası yoktur.

Belli ki hedefleri de yok.

Hedefsiz bir takım, umut vaat etmeyen bir kadro ile bu sezon da hayaller başlamadan bitti. Taraftarın gönlü kırık, tribünlerin inancı tükenmiş durumda.

Eren Elmalı transferinin birebir kopyası yaşanarak Uğurcan Çakır’ın Galatasaray’a gitmesi Avrupa hayaliyle değil, Trabzonspor yönetiminin vizyonsuzluğu ve hedef yoksunluğuyla alakalıdır.

Şampiyonlar Ligi’nde oynamak isteyen oyuncusunu kendi kulübünde tutamayan bir yönetim, büyük kulüp iddiasında bulunamaz.

Trabzonspor yönetimi şunu iyi bilmelidir,
Trabzonspor, taraftarın gözünde yalnızca bir futbol kulübü değil; kimliğin, inancın ve onurun adıdır.

Uğurcan’ın satılmasıyla bu kimliğe darbe vurulmuştur.

Taraftar bunu affetmez, unutmaz, unutturmaz.

Bugün Trabzonspor’un yarısı gitmiştir.

Geriye kalan yarısını da vizyonsuzlukla kaybetmek üzeresiniz.

Belli ki bu sezon iki takımlı bir lig izleyeceğiz.
Her ne kadar adı efsane Başkan Mehmet Ali Yılmaz Ligi olsa da aslında Galatasaray ve Fenerbahçe ligi olacak.

Çünkü tabloya bakınca bunu görmemek mümkün değil.

Galatasaray ve Fenerbahçe özel uçaklarla biri inip biri kalkarken Avrupa’dan yıldız transferler taşırken, milyonların diline düşecek oyuncuları kadrosuna katarken Trabzonspor ne yaptı?
Alamadığı gibi, elindekinin en iyisini sattı.

Bu, yalnızca bir transfer hatası değildir.

Bu, vizyonsuzluğun, hedefsizliğin ve çaresizliğin itirafıdır.

Trabzonspor, bu sezonu başlamadan kaybetmiştir.

Yönetim şunu bilmelidir

Taraftar ne olup bittiğini görüyor.

Taraftar, gözünün önünde kulübün küçültülmesine seyirci kalmaz.

Uğurcan gibi bir değeri elden çıkarmak, “Biz şampiyonluk istemiyoruz” demekten başka bir şey değildir.

Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulu, aklını başına toplamalıdır.

Çünkü bu kararların hesabını kimse veremez.

Bugün görmezden gelinen bu vebal, yarın tribünlerde, meydanlarda karşınıza dikilecektir.