33'LÜKLERİ BIRAK DA BİRAZ DA 20'LİKLERİ GÖR!

Trabzonspor görece olarak zengin bir kadroya sahip. Ama dengesiz bir kadro oluşturuldu. Forvette aynı özelliklere sahip futbolcu fazlalığı var ama bazı bölgelerde hala da büyük sıkıntılar var. Bilhassa savunmada inanılmaz bir sıkıntı var. Abdullah Avcı, Trabzonspor'a geldiğinde transfere tam anlamıyla müdahale edecek durumda değildi. O zaman onu transfer konusunda eleştirmek haksızlık olurdu! Ama bu sezonun başında öyle miydi? Hayır! Bu sezon başı yapılan transferden Avcı sorumludur. Şu anda sorunlu bölgeye transfer için baskı var!

Trabzonspor taraftarı, yönetim ve Avcı’nın takıma kesici oyuncu olarak Alanyaspor’un orta sahasında oynayan 33 yaşındaki Efecan’ı aldırmak istediğini çok iyi biliyoruz. Bu mevkide Berat, Siopis, Dorukhan ve geçen sene yaptığı yanlış bir hareketten dolayı hocasının gözünden düşen, 21 kişilik maç kadrosuna alınmasına rağmen bir türlü ilk 11’de oynatılmayan Abdulkadir Parmak var.

Abdulkadir Parmak bu saydığım futbolculardan daha iyi performans gösterecek bir yetenek. Ne yazık ki, takımda Abdulkadir Parmak gibi bir yetenek olmasına rağmen Avcı hala daha bu mevkiye Efecan’da ısrar ediyor. Bu ısrarı çok anlamsız! Anlamsız olduğu kadar da Trabzonspor transfer bütçesini çok daha zorlayacak, borcu da katlayacak gereksiz bir transfer olmaya aday! Bu ısrarının sürmesi ise Avcı'nın yanlış yolda olduğunu göstermektedir. Ama Trabzonspor bunca transfere ve bunca büyük transfer ödemelerinin altına girmesine rağmen bir başka mevki, savunmada bir istikrara kavuşabilmiş değil. Bu negatif durum da Abdullah Avcı’ya yazar! Çünkü; sağ bekte Peres, Serkan, stoper mevkiinde Hugo, Edgar, Hüseyin Türkmen, Denswil, sol bekte İsmail Köybaşı transferi yapılmışken, hala bu mevkide bir istikrar sağlayamadı! Onun için de geçen sezon orta saha için transfer edilen Trondsen sol bek oynatılıyor. Norveçli Trondsen Avcı'nın henüz bu mevkiye bir çözüm bulunamadığı için burada oynatılıyor. Şimdi Abdullah Avcı'ya sorular sormanın tam da zamanı! Peki hocam, orta sahada bunca alternatifin varken, hala orta sahaya futbolcu transferi istemek yerine neden Trabzonspor’un kanayan yarısı sol beke transferde ısrar etmiyorsun? Veya Trabzonspor'un genç yeteneklerine neden güvenmiyorsun? Neden Faruk Can’ın kiralık olarak gönderdin? İşte bunlar Trabzonspor taraftarının kafasında soru işareti oluşturuyor. Burası 300-500 taraftarı olan Başakşehir Kulübü değil. Burası Trabzon ve Trabzonspor'un taraftarı futbolu bilir. Ülkenin her yerinde olduğu gibi dünyanın da her yerinde taraftarı vardır. Onun için İsmail Köybaşı veya Trondsen ile sol bek sorununu çözeceğini zannediyorsan, çok büyük yanılgı içindesin. Buradan seni uyarmayı bir görev olarak görüyorum. Zaman her şeyi gösterecek!

PARMAK KARDEŞİM AĞZIN DEĞİL AYAKLARIN KONUŞSUN

Burada Abdulkadir Parmak’a bir iki lafım olacak! Evlat, şunu iyi bilmelisin, futbolda ağzını değil, ayaklarını konuşturmalısın. Bu takımda banko oynayacak bir isimsin ve o ölçüde de yeteneklerin var. Bak güzel kardeşim, daha önce de sana bu tür uyarı yazıları yazdım. Ama o uyarılarıma çok kulak asmadığını görüyorum. Benden sana bir ağabey tavsiyesi, aklını başına topla, ağzınla değil, topla oyna! Bu formayı her babayiğit giyemez. Evet, sen bu fırsatı yakaladın ve bu formayı da pekala giyersin. Ama ayaklarını konuşturmak kaydıyla! Geçmişi kafandan sil ve bundan sonra her şeye kulaklarını tıka, kendini futboluna ve yeteneklerini geliştirmeye ver.

Emin ol sen kazanırsın. Haklı olduğun konular da olabilir. Artık o geçen sezonki durumlar çok geride kaldı. Unut her şeyi, daha çok çalış, hatta antrenmanlar sonrası tıpkı diğer arkadaşların ya da ağabeylerin gibi kendine bir özel hoca tut ve onun oluşturacağı programa çalışmalarını artır. Ve eline geçirdiğin bu büyük fırsatı kaçırma, iyi değerlendir. Geçen sezon bu takımda banko oynuyordun. İkinci kaptanlığa kadar yükselmiştin. Onun için diyorum ki, geçmişi unut, ama geçmişten ders çıkarmayı da unutma! Söz gümüş ise sükut altındır, susmasını bil ve kendini futbola ver! Hem sen kazan, hem de Trabzonspor kazansın. Abdulkadir Parmak konusunu artık burada kapatalım.

TRABZONSPOR'A BU RENGİ KİM UYDURDU!

Trabzonspor 1967 yılında kurulurken belgelenmiş ve benimsenmiş renkleri gök mavisi ve koyu bordodur. Son zamanlarda Trabzonspor’a forma yapılırken gök mavisi ve koyu bordo renklerden uzaklaşıp başka renkler ile sahaya çıkılıyor. Bu sezon yapılan formalara bakıyorum. En son İtalya’da Roma karşısına çıkılan formalar hiç hoşuma gitmedi. Turkuaz rengindeki bu formaları kim yaptırmış ve beğenmiş ise 54 yıllık bir camia ile dalga geçmiş oluyor. Trabzonspor formalarının yapılmasına karar verenler, Turkuaz renkli formayı yaptırırken veya onay verirken yönetim hiç mi bu arkadaşlara, "Bu renkleri nereden buldun?" diye sormadı! Hiç mi; "Trabzonspor’un gerçek ve tescilli renklerine aykırı bir renk olamaz arkadaş" demedi? Bir formayı forma yapan; üstündeki armadır. Bu kadar basit ama bir o kadar da önemli! Sadece bu formanın üzerinde Trabzonspor amblemi var. Numaralar bordo, birde yakasında ince bordo çizgi var. Başka bir şey yok! Trabzonspor’u marka yapan, gerçek renkleri olan gök mavisi ve koyu bordodur. Bu renklerin olmadığı bir forma, Trabzonspor forması olamaz! Bu böyle biline ve şanlı Trabzonspor mazisine zarar verecek adımlar atılmamalıdır!

GEÇMİŞE SAYGISIZLIK YAPILIYOR

Trabzon CHP Ortahisar Belediyesi Encümen üyesi ve siyasetin düzgün ismi Ömer Dayı, Hüseyin Avni Aker isminin Akyazı’daki stada tekrar isminin verilmesini sosyal medya köşesine taşıdı. İşte Dayı’nın yaptığı açıklama; “Trabzonspor’umuzun Şampiyonluklara imza attığı, Dünya devleri, Inter, Barcelona, Liverpool ve birçok takımı çimlere gömdüğü, efsane futbolcuların marka olduğu Hüseyin Avni Aker’dir. Akyazı bölgesinde yeni yapılan stada Hüseyin Avni Aker ismi verilmedi. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Şenol Güneş Kompleksi ismi verildi. Stat ismine birileri Akyazı Stadı, Şenol Güneş Stadı, Medikal park Stadı gibi farklı isimleri kullanması, Trabzonspor'umuzun geçmişine saygısızlık oluyor. Kendinize göre geçmişin izlerini silmek adına farklı farklı isimler koysanız da Trabzonspor tarihinde ve Trabzonluların gönlündeki Avni Aker sevgisini, ismini silemezseniz. Gelin yol yakınken bu yanlıştan da dönün. Trabzonspor ile özdeşleşmiş Avni Aker ismini stadyuma verin.”

AMATÖR SPORLAR ÜVEY EVLAT DEĞİLDİR

Bugün gelişmiş ekonomilerde sporun çok ayrı bir yeri var. Artık spor sadece spor değil... Peki ne?

Büyük bir endüstri, bir eğlence sahnesi...
Aynı zamanda bir turizm hareketi, bir sosyolojik gerçek...
Siyasilerin yapamadıklarını bir spor karşılaşmasıyla ya da turnuvasıyla yapabiliyorsunuz.
İç savaşların bile olduğu ülkelerde insanları sakinleştiren bir şey...
O yüzden benim için spor başka bir şey...
Türkiye’de yıllardır futbol ile yatıp futbolla kalkıyoruz, futboldan başka bir şey gözümüz görmüyor. Dünya’ya dar çerçeve ile değil, geniş çerçeve ile bakarsak bir ülkenin salon sporları olduğunu görürüz.

Allah uzun ömürler versin Gençlik ve Spor eski Genel Müdürü, BİK eski Genel Müdürü Mehmet Atalay sohbetlerinde her zaman şunu söyler; ‘Trabzon bir spor şehri. Brezilya’da futbol, Küba’da Boks sporları önde ise Trabzon şehrini bu ülkelerle yarıştıracaksınız. Trabzon’da hem futbol hem de boks sporları ön planda…’

Atalay yerden göğe kadar haklı.

Japonya’nın Tokyo şehrinde yapılan 2020 Olimpiyatları’nda Trabzonspor sporcuları boksörümüz Busenaz Sürmeneli Türkiye’ye kadınlarda ilk kez olimpiyatlarda altın madalya kazandırdı. Bunun yanında Paralimpik Olimpiyat Oyunları’nda masa tenisinde Abdullah Öztürk altın madalyayı boynuna takan bir başka başarılı sporcumuz oldu. Başarılı olan sporcularımız Avrupalı sporcular gibi bol imkanlar içerisinde yarışlara hazırlanamıyorlar. Şampiyon olduklarında devletin verdiği ödül dışında ufak tefek de sponsorların katkıları ile bir şeyler kazanıyorlar. O nedenle amatör sporculara üvey evlat muamelesi yapılmasın. Türkiye’de futbola ayrılan büyük bütçelerin onda biri kadar amatör branşlara ayrılmalı.

Bu sporcularımızın elinden tutulursa onlara gerekli sponsorlar bulunursa daha başarılı işler yapacaklarına yürekten inanıyorum. Ülkemize çok madalyalar kazandıracaklarına inanıyorum.


Tabii bunun için bir üst akla yani devlete, onunla birlikte yerel inisiyatiflere yani yerel yönetimlere ve olmazsa olmaz olan sivil toplum örgütlerine ihtiyaç var.


Başta spor kulüpleri olmak üzere herkesin bu sürece destek vermesi gerekiyor. 33 yaşındaki bir profesyonel futbolcuya milyonlarca Euro vermek yerine o kaynağı Olimpiyat Şampiyonu olan Busenaz Sürmeneli ve Abdullah Öztürk gibi başarılı olmak isteyen on binlerce çocuğumuza, gencimize harcamaktan bahsediyorum. Trabzon’da yeni Busenazlar ve Abdullahlar çıkacaktır. Yeter ki onları bulup destekleyelim. Küstürmeyelim teşvik edelim. Sporu bir yaşam biçimi haline getirmiş kentler her zaman kazanıyor.